Sebat Haber | 'Haber Sizsiniz'

EMEK-SERMAYE İKİLEMİNDE BİR ASGARİ ÜCRET ELEŞTİRİSİ

Küresel Sermayenin sömürü aracı kapitalizmin, alternatifsizliğini ilan etmesi, ekonomik, sosyal ve politik düzlemde tüm dünyayı egemenliği altına alan neo-liberal ideoloji ile emeğin yeryüzü hâkimiyetini önemsizleştirme çabası, emek sermaye çatışmasını körüklemektedir.

Ne yazık ki kadîm İslam kültürü ile İslam Cemiyeti arasında yaşanan ilke ve değer erezyonu emek sermaye ilişkisinde batı toplumlarında gördüğümüz aynı sınıfsal tartışma ve çatışmaların İslam toplumlarında da yaşanmasına yol açmaktadır. Bilinmelidir ki bu eksiklik, İslamın kendisiyle değil uygulayıcılarının eksikliğiyle ilgilidir. Çünkü,İslam bir ekonomik model önermez veya İslam'dan yola çıkılarak değişmez bir ekonomik model üretilemez.İslam nasıl ki karşılaştığı insanları hangi yaş ve durumda olursa olsun devir alıyor ve ıslah ediyorsa, toplumları, sosyal ve ekonomik sistemleri ve modelleri de böyle teslim alır ve ıslah eder. Bu konuda ilke ve değerleri uygulanma amaç ve gerekçesiyle vazeder.İslam, insan emeğine değer ve önem vermektedir. Ancak: İslam’ın emeğe verdiği değer ve önemin amacı, insanları birbirine eşit yapmak değildir. Emek, insanların özgünlüklerini ve özgürlüklerini ortaya koydukları dinamik insani faaliyettir. Kişi, emeğini ortaya koydukça özgünlüğünü gerçekleştirmekte, çeşitlenmekte ve yaratıcı olmaktadır. Özgün, özgür ve yaratıcı bir şekilde ortaya konan insanî emeğin adalet ve hakkaniyet ölçüleri çerçevesinde değerlendirilmesi, önemsenmesi ve karşılığının verilmesi gerekmektedir. Sanayi devrimi sonrası Batıda gelişen üretim ilişkilerinde eşitlik hukuku üzerinden denklik verilmek yerine emeğe "geçimlik"takdir edilmiş, kölelik ücretliliğe dönmüş fakat İslam dininin kölelere takdir ettiği yaşam standardının gerisine düşürülmüştür. Modern dönem şaşkın İslam toplumları da kendi klasik üretim uygulamalarının paylaşım sistemini almak yerine kapitalizm icadı "karın tokluğuna çalıştırma" sistemini almışlardır. Oysa işletmede "emeğin ortaklaştırılması", emekle kazanılan gelirin "yarıdan paylaştırılması" ve paylaşılan ücretin işçi yada çalışanlara toplumun gelir ortalamasının altında bir hayat sunmaması esas olmalıdır.Yani, "Kâr" üretimin iki zorunlu unsuru emek ve sermaye arasında ikiye bölünüyor, sonra sermayedar birden fazla ise üretime kattıkları sermayeleri oranında nasıl paylarını adaletle alıyorlarsa, "emekçiler de üretime katkıları oranlarda emeğe düşen yarıdan" kendilerine düşen payı adaletle almalıdırlar.Tüm bu bölüşümde esas olan çalışanlara toplumun gelir ortalamasının altında ücret verilmemesidir. Kâr hırsıyla işçinin ölesiye çalıştırılarak sosyal hayattan koparılması yani sömürülmesi nasıl yanlış olacaksa ,işçinin de işine sadakati o derece önemli olacaktır. Ne yazık ki görülen toplumun sermayenin hatta çalışanların bile henüz buna hazır olmadığıdır. Yine de Nazımın dediği gibi,herşeye rağmen gene de "Umut İnsandadır"İnsanın İdrakindedir" Ali AKÇA  
23 Ocak 2021 Cumartesi 19:07

http://www.sebathaber.com/haber/emek-sermaye-ikileminde-bir-asgari-ucret-elestirisi-19232.html