Sebat Haber | 'Haber Sizsiniz'

Şehide değil, onlara acıdım!

Ben diyeyim “Sıkıyönetim”, onlar desin “Sokağa çıkma yasağı” ilan edilmiş Türkiye topraklarından, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde şehit edilen Astsubay Kıdemli Çavuş Ünal Bıçakçı’nın cenaze namazına katılıp, kendisinden helâllik alamamanın üzüntüsü ile Pazar sabahı soluğu Trabzon Asri Mezarlıktaki Şehitlik’te aldım.

Benim gibi onlarca kişi de art arda geldi gitti... Mehmet Akif’in; “Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber” deyişini hatırladım. İşte o zaman rahmetli Bıçakçı ile yan yana, kucak kucağa yatan şehitlere değil, ardında kalanlara acıdım. Bizden geçinip, bize düşman olanları insan sanıp, onlara “süreç-müreç” diyerek göz yumanlara, yapılan uyarıları duymayanlara, binlerce kez anlatılmasına rağmen anlamayanlara acıdım! Cenab-ı Allah’ın Araf Suresi 179’uncu Ayeti’nde buyurduğu gibi olup da, yüzlerce vatan evladını şehit edenlere zemin hazırlayanlara, onlara çanak tutanlara, onları insan yerine koyanlara acıdım! Öteki alemde cehennem ateşinde cayır cayır yanacakları aklıma gelince acıdım! Acınmayı hak etmiyorlar ama yine de acıdım. Acıdım ama yine de “Rahman ve Rahim” olan Allah’ın bunlara acımaması için dua etmedim değil! ULUSOY ARTIK; GEÇMİŞTEN GELEN GÜVENLE... 1949 yılında “Her şey zamanında” diyerek 2 Desoto ile yola çıkıp, bugün yüzlerce araçtan oluşan ULUSOY filosunu yaratanların başında gelen Ali Osman Ulusoy’un ismi artık bundan sonra otobüslerde de bizimle olacak. 2014’te “Zamanı geldi” diyerek aramızdan ayrılan babasından bayrağı devir alan Hülya Ulusoy, vakitsiz ayrılık olsa da, Ulusoy isminin üzerine Ali Osman’ı da koyarak, yeni bir logo ve anlayış ile “Merkez Karadeniz” diyerek yola revan oldu. Sloganı da “Geçmişten gelen güvenle” koydu. Karayolu ile konforlu bir şekilde seyahat etmek isteyenler Ali Osman Ulusoy’un “Otobüsler uçaklardan daha iyi hizmet veriyor” dediği şekilde; lüks koltuklara oturup, televizyonunu izleyip, internetini kullanarak misafir edilecekler. FINDIKTA BU NE PERHİZ! Fındıkta bir adım ötesini göremeyen, ileride neler olabileceğini anlayamayan, “Yanlış yapıyorsunuz” diye söylenenleri duyamayanlar, bu nedenle de üreticiyi beklentiye itip kardan zarar ettirenler, şimdi suçlu arama peşine düşmüşler. Beyler, önce aynaya bakın suçluyu bulursunuz. Sonra; bugünkü doğru sistemden bir yandan şikayet ederken,öte yandan bu sistemin sahiplerine, yani hükümete “Sonuna kadar güveniyoruz” mesajı göndermelerine ne denir? Dense dense, “Beyler bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” denir! Kaldı ki, bu kendilerine “Ziraatçi” ismi takanların yaptıkları ilk yanlış değil ki! Mazilerine bakın, deve misali “Nereleri doğru ki?” diye sorarsınız.  
9 Şubat 2016 Salı 18:10

http://www.sebathaber.com/haber/sehide-degil-onlara-acidim-9278.html