
Şikenin hürriyetine sığınmak.
Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta bir kaç gün önce Fenerbahçe'ye zeytin dalı uzatarak; "Trabzon'a gelsinler, sorumluluğu ben üzerime alırım" dedi...
Başkan nerede söyledi bu lafları? Şike sürecinin daha ortaya çıkmadan, yaşanırken, baş aktörlüğüne soyunan Hürriyet Gazetesi'nde... Şike sezonun devre arasında ilk provokasyon fitili bu gazetede yer alan Aykut Kocaman röportajıyla ateşlendi... Kocaman, gazetenin 17 Aralık 2010 tarihinde yayınlanan nüshasında "Trabzonspor'un penaltıları irdelenmeli" başlığı altında işaret fişeğini gönderiyor, ondan sonrası çorap söküğü gibi geliyordu.
Yaşanan malum olaylardan sonra sezon bitmiş, şampiyonluk sözde Fenerbahçe'ye gitmiş, daha ortada fol yok, yumurta yokken Şenol Güneş bir basın toplantısı düzenlemişti. O toplantıda bir sezonda yaşanan herşey görüntüler eşliğinde kamuoyunun gözleri önüne serildi. Kimi inandı, kimi dudak büktü. Ancak Güneş'in o toplantıda anlattıkları 2 ay sonra iddianame olarak Türk Futbolu'nun gündemine bomba gibi düştü... Yargılamalar yaşandı, hapse girenler oldu, UEFA kendince şampiyonu ilan etti... Sonrasını hepimiz biliyoruz.
Yine o toplantıda Güneş'in verdiği en çarpıcı mesajlardan biri Mehmet Arslan'ın Spor Servisi'nin başında bulunduğu Hürriyet Gazetesi'ne yönelik kullandığı; "Hürriyet Fenerbahçe'nin yayın organı gibiydi" ifadesiydi. Usta teknik adam; "Hürriyetimi kaybettim ama cesaretimi kaybetmeyeceğim" diyerek aslında Türk basınının amiral gemisi olan bir gazetenin ne hale düşürüldüğünün altını çizmeye çalışıyor ve son noktayı koyuyordu...
* * *
Hürriyet'in şike sürecindeki rolü bununla da bitmiyordu. Damat Ercan Saatçi'nin yazıları, Ertuğrul Özkök'ün UEFA'da Fenerbahçe lehine verdiği ifadeler; vesaie vesaire!... Diyelim ki; Başkan Usta o zamanlar bu konulara pek vakıf değildi!. Ya yardımcısı? Nevzat Aydın, Mehmet Arslan'ın çok iyi dostuydu... Trabzonspor'un lime lime doğrandığı dönemlerde en büyük hedefi Mehmet Arslan'ı ziyaret ettirmek ve aradaki buzların eritilmesi için çöpçatan rolüne soyunmaktı. Öyle ya; İstanbul'da yaşayan işadamları için İstanbul basınıyla diyalog sadece iletişim değil aynı zamanda zorunluluktu! Yıllardır böyle gelmiş böyle gidiyor.... Ama olmadı; buna ne Şenol Güneş yanaştı ne de başkası!
Aradan zaman geçti; şimdi bir Hürriyet ziyareti ve gündeme oturan manşet! Tam sayfa röportajda yer alan bir sürü konudan n öne çıkan başlık, "F.Bahçeliler Trabzon'a gelsin sorumluluğu ben alırım"... O gün proje "Fenerbahçe'nin şampiyonluğuydu", şimdi; "Trabzonspor'u zaman içerisinde eriterek sisteme entegre etmek"... Bunun yolu da ne tesadüf ki yine Hürriyet'ten geçiyor. Sizin anlayacağınız; Trabzonspor "şikenin Hürriyeti'ne sığınıp" yol almaya çalışıyor... Ne diyelim; Allah yolunuzu açık etsin!
---------------------------------------
CAS alma gayreti!
Yapılan eylemlerden dolayı toplumun nabzı yükseldiğinde işbaşındakiler oluşan reaksiyonel tansiyonu düşürmek için ikinci bir hamle yaparlar. Halk arasında bu hamleye "gaz alma çabası" denir.
Trabzonspor için bu "gaz alma" gayretleri son dönemlerde "CAS alma" mahiyetine büründü. Dün de böyleydi, yine aynı! Ne zaman ortamda bir şike ya da Fenerbahçe gerginliği yaşansa kulüpten bir CAS açıklaması geliyor, millet de yelkenleri suya veriyor! Belli ki Trabzonsporlu böyle böyle oyalanacak ve sonunda istese de istemese de ortama uydurulacak. Başkan Muharrem Usta'nın son Fenerbahçe açıklamasından sonra da böyle oldu.
Kulübün yol göstericisi Twitter'da homurdanmalar başladı. Belli ki taraftarların büyük bölümü Fenerbahçeliler'le maç izleme seviyesine henüz erişememiş olacaklar ki (!) bu homurdanmalar tam tepkiye dönüşürken imdada yeni bir CAS açıklaması yetişti. İçinde hiç bir yeni veri olmayan, Avukat Erdem Egemen'in ismi verilerek, diğerlerinin de siluetlerinden bahsedilerek sempati kazanmaya yönelik bu açıklamayla Trabzonspor toplumu rahatlatıldı (!) Yani taraftarın CAS'ı alındı! Şimdi ortam sakin :))) O zaman durmak yok, yola devam! :)))
------------------------------------
Şike için yapılanlar, yapılmayanlar!
Girdik ya şu Hürriyet röportajına çıkamıyoruz. Başkan'ın şike mücadelesine yönelik çarpıcı bir ifadesi ilgimizi çekti. Diyor ki Sevgili Başkan; "Konu hukuksal düzeyde yürüyor. Bugüne kadar bunun gereği yapılamadı. Ben yapacağım"... Muharrem Bey'e bu söyleminin ardından ilk önerimiz kulübün arşivlerini biraz karıştırması. Eğer bunu yaparsa daha şike sezonu biter bitmez, ortada iddianamenin "i"si yokken bugün başkanı olduğu kulübün TFF ve UEFA'ya liglerin tescili konusunda hangi yazıları yazdığını bulup inceleyebilir.
Ayrıca çok sayıda kişinin gözaltına alınıp sorgulandığı, yargılandığı ve tutuklandığı süreçten Trabzonspor böyle bir yaptırıma maruz kalmadan nasıl çıktı herhalde bunun da hukuki bir açıklaması vardır? Bir önceki dönemin durumu ise tıpkı bu dönem gibi özel!... Sürecin Trabzonspor'u oyalamaya yönelik akışına yelken açmaktan başka yapacakları yoktu ve söylemlerle durumu idare ettiler!.
Kim ne yaptı, yapmadı zaten ortada, herkes biliyor. Bizim asıl merak ettiğimiz Başkan Usta'nın bu süreçte ne yaptığı!. Hangi eyleme katıldığı. Dışarıdayken ne tür söylemlerde bulunduğu, seçildikten sonra kupayı gerçek adresinden isteyip istemediği!.. Ya da isteyip istemeyeceği! Başkan bunları da açıklarsa emin olun hem kamuoyunun merakını giderir hem de inandırıcılığını arttırır!. Bizce öyle; ne dersiniz?
9 Nisan 2016 Cumartesi 09:45
http://www.sebathaber.com/haber/sikenin-hurriyetine-siginmak-9715.html