Karadeniz bir yay gibi bükülmüş,
Benzer Akçaabat yar kucağına
Hıdırnebi; kale gibi dikilmiş,
Kol ve kanat germiş dört bucağına.
Beşik gibi takalarımı sallar,
Dalgaları ninni söyler yavruma.
Selamını martılar ile yollar,
Hamsi dolar balıkçımın ağına.
Mesebet'ten rüzgârların türküsü,
Geçer Abeda'dan Çadırdağı'na,
Mavi atlastandır yatak örtüsü
Benzer Karadeniz; yer yatağına.
Sera Gölü; mavi nazar boncuğu,
Gözden koruduk bu yaramaz çocuğu;
Dalgalar kondurur her öpücüğü
Anne şefkatiyle al yanağına.
Sargana; ateştir, Sargana kandır,
Kan ile yazılmış şanlı destandır.
Bir mekân değildir, yurttur, vatandır,
Akçaabat; yiğit, mert uşağına.
Hangisini yazsam, hangisi kalsa,
Damat tıraşında kemençe çalsa
Traşın köpüğü denizden olsa
Renk verse gelinin tel duvağına.
Tarik kokan, kültür kokan vatanım,
Adını duyunca titrer her yanım.
Ekmeğim, nefesim, şerefim, şanım,
Can feda suyuna ve toprağına.
İSMAİL HAKKI AKKOL