AHLAKİ YOZLAŞMA

Öyle ya İnsanoğlu Allah tarafından “İyiliği emretmek- Kötülükten Neyhetmek”  (Sakındırmak)la görevlendirilmiştir.

Onun için görmüş olduğumuz yanlışları elimizden geldiğince düzeltmek, yapılan iyilikleri de övmek anlatmak hem İslami hem de  insani bir görevdir.

Aslında bu konuda insanları yanlış yola yönlendiren en büyük etken birincisi televizyon kanalları, ikincisi de cep telefonları.

Televizyon kanalları orta yaş ve üstü kişileri, cep telefonları da daha küçük yaştaki ve gençleri etkisi altına almış ve toplumu bir bilinmeyene doğru sürüklemektedir.

Bu konuda söylenecek çok şey var. Her bir bireyin bu konuda dolu olduğunu biliyorum.

Dizler “Reyting” uğruna hayretlere düşürecek senaryolarla dolu. Hiç biri İslam’la bağdaşmayan İslam’ın ruhuna uymayan sözler ve hareketlerle dolu. Bu tür olayları izleyenin Ruh halide izlemiş olduğu programa bağlanır. Böyle diziyi veya filmi izleyen çocuktan veya aileden sokakta ne beklersin?

Efendim; Tabii ki bunlardan kurtulmanın yolları vardır elbette. Ama bir şeyi başarabilmek için önce ona niyet etmek ve onu başarabileceğine inanmak lazım.

Başarabiliriz. Bir Hanım kardeşimiz bana on yıldan beri Televizyon ve Sosyal medyayı takibi bıraktım. Ve rahat ettim dedi. Demek ki yapılabiliyormuş.

Hadi bizde bu akşam bir hicret edelim.

Nasıl mı?

Televizyon odasından Televizyon olmayan bir odaya geçelim ve o odada vaktimizi harcayalım.

Evet, kardeşler inanın bu bir hicrettir.

Televizyon alışkanlığı bir sigara tiryakiliğine benzer. Tiryaki her sigarayı yakışında “ben bu sigarayı bırakacağım” der ama buna inanmaz. Ruhunu ona hazır etmez. Sonuçta sigaraya devam eder.

Öncelikle “Ruh” dedik değil mi? Ruh neden hoşlanır neden hoşlanmaz.

Beden neden hoşlanır neden hoşlanmaz bunlara bir bakmak lazım.

Nasıl ki bedenin gıdası, yemek içmek gezmek, gülmek, ağlamak vs. şeylerdir.

O zaman ruhun da bir gıdası vardır. O da ibadettir. Yani Kamil iman sahibi olmaktır. Eğer Kamil iman sahibi olursak, bize gelen ilahi emire aykırı bir iş yapma cesaretini kendimizde bulamayız.

İman ağacının meyvesi “Güzel Ahlaktır.”  Hani ne buyuruyor. Hz. Peygamberimiz. “Ben güzel Ahlakı Tamamlamak için gönderildim.” Bizim örnek alacağımız şahsiyet Peygamberimiz SAV olduğuna göre bizlerde İlk önce Ahlakımızı gözden geçirmemiz lazım.

İbadetlerimize muntazam bir şekilde devam edersek. Kalbimiz “Nurlanır”. Artık orada Allah sevgisi kendisini göstermeye başlar.

Kalbinde Allah sevgisi olan kişide hiçbir zaman kötülük yapma eğilimine girmez.

Çünkü o artık Merkezden bakmaktadır. Allah’ın emrettiği noktadan bakmaktadır.

Peki, bu göz o zaman yanlış bir TV filmi veya diziyi seyreder mi?

Bu kulak o zaman yanlış bir şey duyduğunda rahatsız olmaz mı?

Bu Dil o zaman yalan konuşur mu, Dedikodu, Gıybet yapar mı?

Bütün azalarımız o zaman Allah’a ibadet noktasında hazır olmuş olur. Harama bakmaz.

Allah’a karşı kulluk görevimizi yerine getirmezsek yaşamış olduğumuz hayatın ne anlamı olur.

Şimdi kış sezonuna giriyoruz.

Geceler uzun. Yani bu kadar uzun geceleri Televizyon karşında uygunsuz diziler, spor vs programları izleyerek mi geçireceğiz.

Eğer Kamil iman sahibi olursak ki buna erişmek mümkün.

O zaman uygunsuz dizler veya programları izlemeye hayâ ederiz. Rabbimizden utanırız. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Rabbim bizi her an her yerde görüyor. O zaman bu uygunsuz hareketimi de görüyor. Bunun da bir hesabı vardır. Bu endişe bizde hâsıl olur ve bu sevdamızdan vaz geçeriz.

Bu zamanlarımızı kendi yaşımıza uygun programlar tertip ederek, komşu ziyaretleri, dini sohbetler veya bu konuda yayın yapan kanallar da var. Kitap okuyarak Özellikle Kur’an meali Peygamberimizin hayatını veya Hz. Aişe, Hz. Hatice, Hz. Fatıma validelerimizin hayatlarını okuyarak geçirebiliriz.

Şu da olabilir bir akşam bu kitaplardan birini evladımıza okutup bizler de dinleyici olarak katkıda bulunabiliriz. Yapılacak çok iş var. Zaman kısa iyi değerlendirmek lazım.

Allah hesaba çekildiğinde gir cennetime dediği kullardan eylesin.

Selam ve dua ile Allaha emanet olunuz.

18.11.2019

Cemal Yıldız