Muharrem Usta ile müzakerelerimize hafta içinde değineceğiz. Biz gelelim saha içindeki mücadeleye. Tıpkı Avni Aker gibi üçdört ay sonra tarihe karışacak Kamil Ocak Stadı’nın yeşil çimleri üzerindeki Trabzonspor, kelimenin tam anlamıyla 90+4 dakikalık mücadeleyi hiçbir şey yapmadan, sadece duran üç toptan birisinin Mustafa’nın gol yapmasıyla kazandı. Ne yerini Cavanda’ya kaptıran Bosingwa sol tarafı ele geçirip bir şeyler yapabildi ne de Güray’ın hücuma yönelik yer bulması Trabzonspor’a bir kazanç sağladı. Ki, bu nedenle de ikinci yarıda hiçbir olumlu hareket yapamayan Güray’ın yerine Yusuf oyuna girdi. Yusuf sol kanada biraz hareketlilik getirmiş olsa da yanımızdaki Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgut Özdemir’in tarifi ile ‘kafalarına göre takılmaya’ devam ettiler. Gaziantepspor’da özellikle Orkan ve Chiubike’nin orta alandaki başarılı futbolları, Esteban’ın kalesinde çok net olmasa bile tehlikeler yaratırken, Trabzonspor savunması sadece topu uzaklaştırmakla görevli gibiydi. Trabzonspor’un kötüler içinde iyilerden sayılabilecek kaleci Esteban, ikisi iyi yer tutmasına bağlı olarak dört tehlikeyi önledi. Ancak Antep’teki bahar havası her iki takım için de yeterli olurken, 22. dakikada Gaziantep ceza sahasında ‘top mu ele gitti el mi topa gitti?’ tartışmasına neden olan pozisyon penaltı verilebilir miydi? Kurallara göre bu penaltı idi. Ama Süper Lig’de işler ‘hakeme göre’ yürüdüğü için Trabzonspor’un bu penaltısı yine es geçildi.
Maç öncesi ısınma hareketleri sırasında Muhammet Demir’in sakatlığının nüksetmesi ile Cardozo ilk 11’de kendine yer bulunca, Trabzonspor’un hücumda değerlendirebilecek olduğu tek oyuncu kalmıştı. Onu da yani Yusuf’u ikinci yarı oyuna alan Hami Mandıralı’nın, maçın beraber devam etmesi durumunda forvette kullanacak adamı da kalmıyor. Bu yüzden Mustafa’nın bahar havasına kapılan Gaziantepli futbolcuların arasından yükselerek yaptığı kafa vuruşu sonrası Trabzonspor, hani derler ya; “1-0’ın üzerine yattı”. İşte tamamen bu anlayıştaki bir savunma mantığına büründü. Doğrusu da buydu. Çünkü bu kadronun bu bahar havası içerisinde yapabilecek olduğu en iyi şey sahadan galip ayrılabilmek idi. “Bunu da başardı” diyecek olursak; Trabzonspor’un futbolunu değil, maçın sonucunu değerlendirmiş oluruz.