Başbakan cenazede konuştu?

Müslüm Gürses’e rahmet dileyen Başbakan, arabesk müziğe yönelik eleştirilere tepki gösterdi ve kendisini cezaevine Ahmet Kaya'nın uğurladığını hatırlattı.

Bugünkü AK Parti grup toplantısında partililere hitap eden AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak başladı. Sanatçı Müslüm Gürses'i de rahmetle anan Başbakan Erdoğan, halk müziği ve arabesk müziğiyle ilgili yakın dönemde uygulanan yasaklara ve baskılara dikkat çekti. Erdoğan konuşmasında Ahmet Kaya'yı da andı ve "Beni Pınarhisar Cezaevi'ne uğurlayan isimlerden birisi de oydu" dedi.

Çözüm süreciyle ilgili MHP ve CHP'nin tavrını sert bir dille eleştiren Erdoğan, "CHP lideri çıkmış yalan söyleyen adam Başbakan olamaz diyor. Evet haklı. Yalan söyleyen adam Başbakan olamaz ve sayın Kılıçdaroğlu da Başbakan olamayacak." dedi.

Konuşmasında Çanakkale şehitlerini de anan Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal'in Çanakkale'de yatan düşman askerlerinin ailelerine söylediği sözleri hatırlattı.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları

Önümüzdeki cuma günü hem dünyada hem de Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayacağız. Yarın Türk Metal İş Sendikası'nın düzenleyeceği bir etkinlikte Kadınlar Günü'nü kutlayacağız. 8 Mart'ta ise inşallah Siirt'te olacağız. Bir yandan açılış yapacağız, bir yandan da Siirt'teki hanım kardeşlerimizle bu önemli günü ele alacağız.

Kadına yönelik şiddeti, kadına kalkan eli şiddetle lanetlediğimizi, bunu durdurmak için de her türlü tedbiri alacağımızı buradan bir kez daha ifade ediyorum. Şiddetin her türlüsü kötüdür. Kadına ve çocuğa şiddet tahammül edilemeyecek bir kötülüktür. Kadına el kaldırmak, kadını katletmek, bazılarının töre adı altında ifade ettiği gibi kahramanlık değil insafsızlık vicdansızlıktır.

Kadına yönelik şiddet konusu, başta muhalefet olmak üzere siyasi istismar aracı olarak kullanılıyor. Daha fazla duyarlılık gösterildiği için sanki şiddette bir artış varmış gibi gösteriliyor. Geçmişte hiçbir bilimsel istatistik tutulmamış. İnşallah yasalarla birlikte toplumsal bilincin artmasıyla o şiddet sahnelerinden kurtulacak ve kadının insanca yaşadığı bir atmosferi inşaa edeceğiz. Bu hafta Yeşilay Haftası. Duyarlılığın artması bakımından da bu haftayı çok önemsiyorum. Bu kötü alışkanlıklardan gençliğimizin kurtarılması devlet olarak bizim görevimizdir.

MÜSLÜM GÜRSES'İ ANDI

Önceki gün pazar sabahı saat 08.30 itibariyle çok değerli sanatçımızı sevgili Müslüm Gürses'i son yolculuğuna uğurladık. Kendisine rahmet niyaz ediyorum. Müslüm Gürses sadece bir ses sanatçısı değildi. Gençliği derinden etkileyen bir sanatçıydı. Sanatçının yanında bir itirazın bir sivil itirazın da unutulmaz önderiydi. Duyguların temsilcisiydi. Bakınız burada şu anektodu paylaşmak istiyorum. Merhum Aşık Veysel bir dönem sazıyla Sivas'a inememiş şehir merkezine giremediğini söylemiştir. Sazını elinden alan polisin, sazı kırdığını ya da yaktığını söyler. Saz gerici bir müzik aleti olarak görülür. Görüldüğü yerde toplanması yakılması emri veriliyor. Bu CHP zihniyeti böyle bir şeydir. Halk müziği dahi yasaklanıyor. Türkiye'nin en büyük değerlerinden Itri de hafızalardan silinmek isteniyor. Ankara'da bir Itri konseri verilmesi planlanıyor. Ama daha plan aşamasındayken sözüm ona sanatçılar da devreye giriyorlar ve senfoni salonunda tek sesli müzik yapılamaz deniyor. Dönemin Kültür Bakanı görevden alınıyor. Devlet Konser salonunda Itri konseri icra edildi.

AHMET KAYA BENİ PINARHİSAR CEZAEVİ'NE UĞURLADI

İnsanların siyasi tercihlerine dini tercihlerine kılık kıyafetlerine müdahale edildiği kadar, duyguların nasıl ifade edileceğine de müdahale ettiler. Müslüm Gürses, Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur halkın diliyle müzik yaptılar. Yıllarca bu ülkede arabesk müzik tartışması yapıldı, hala yapılıyor. Bırakın ya onun da bir kitlesi var. Farklılıklar bizim zenginliğimiz niye rahatsız oluyorsunuz. Bu insanlar halkın içinden geldiler. Boyunları büküktü; kalpleri kırıktı. Sazlarıyla sözleriyle baskıya çok güçlü bir şekilde isyan ettiler. Merhum Ahmet Kaya, gurbette gözlerini yumdu. Seversin sevmezsin ayrı konu. Şivan Perver benzer tip bir baskı sonucu terör örgütünün baskıları yüzünden memleketine hasret yaşıyor. Ahmet Kaya'ya yapılanları unutmayın.

DUAYEN KÖŞE YAZARLARI AHMET KAYA'YA NELER YAPTI

O köşelerinde yazı yazanlar, duayen geçinenler neler yaptılar. Salondan zor kaçırıldı Ahmet Kaya. Ama aynı Ahmet Kaya beni Pınarhisar'a uğurlayan isimlerden birisidir. Çünkü o da aynı duyguların insanıydı. Belediye Başkanlığım döneminde kendisiyle olan diyaloğumuz çok farklıydı. Bu sanatçılar horlandılar, aşağılandılar. Halkı olduğu kadar halkın sevdiği müzisyenleri aşağılamaya devam ettiler. Topluma dayatma sevdası olanlar içinde var. Dinlersiniz dinlemezsiniz, ama halkın tercihine saygı duymak, tahammül etmek zorundasınız. Yine belediye başkanlığım zamanında kendisiyle görüşmelerim olmuştur. Kendisinin nasıl bir duygu insanı olduğunu çok iyi biliyorum. Zaten yaptığı müzikte bunu görüyorsunuz. Müslüm Gürses'i eserleri olduğu kadar bu isyanıyla da hatırlayacağız. Tekrar kendisine Allah'tan rahmet diliyorum.

Viyana'da Medeniyetler İttifakı Forumu'na katıldık ve ardından da Türkiyeli öğrencilerle bir araya geldik. O öğrencilerle "Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya" dizelerini paylaştık. Orada lisans ve lisans üstü eğitimlerini görüyorlar. Bir kısmı dönüyor, bir kısmı da orada yaşamlarını sürdürüyor. Ben kendilerine Türkiye'ye dönün çağrısı yaptım. Artık Türkiye'de parya değilsiniz dedik.

1 Mart'ta Almanya Sosyal Demokrat Parti başkanı ile, daha sonra da ABD Dışişleri Bakanı Kerry'yi Ankara'da ağırladık. Dün de Yunanistan Başbakanı'nı 10 Bakanı'yla birlikte ağırladık. Sayın Samaras ile bire bir görüşmemiz oldu. İki ülke arasındaki ilişkileri tüm ayrıntılarıyla görüştük.

BALIKESİR'DE BİNLERCE KİŞİYE SESLENDİK

Balıkesir'de 29 farklı açılışı gerçekleştirdik. Teşkilatımızla bir araya geldik. Balıkesir'deki meydan çok büyük bir heyecana sahipti. Bigadiç'te de ilçe aynı anda oraya gidiyormuş. Orada da 15 bin civarında halkımıza seslendik. Pazartesi STK temsilcileriyle bir araya geldik. Hem bu soruları cevaplandırdık hem e mesajımızı STK'lara verdik. Edremit'e gittik orada da toplu açılışları gerçekleştirdik. Ardından Bandırma'ya geldik orada başka bir tarih yazıldı. Orada gerçekten Emniyet görevlilerinin verdiği rakam çok daha farklı 30 bin kişinin katıldığı bir kalabalıkla resmi açılış yaptık. Oradan da Erdek'e geçtik. Gecenin geç saatlerine kadar orada Erdekliler bizi beklediler. Onlara da hiptap imkanımız oldu. Son 1 ay içinde 3 farklı ilimizde bazı ilçeleri de kapsayan temaslarımız oldu.

İnşallah bu haftasonu da Siirt'ê gideceğiz ve ardından planımız Mersin ve Eskişehir var. Ard arda 29 büyükşehir olan illerimizi dolaşacağız ve sadece şehir merkezi değil ilçeleri de dolaşıp halkımızla bütünleşmek istiyoruz. Bizim için sandıktan çıkan sonuç istatistikler değil, köyünde ziyaret ettiğimiz vatandaşımızın hissiyatı önemlidir. Vatandaşımız sandıkta oyunu kullanır ama ondan sonra ne düşünür biz bunu önemsiyoruz. Başbakanım nolur buradan evimize gidelim. Annem bir kahve yapar güzel falan dedi. Ama ben senin kahveni içeceğim dedim.

ŞEHİT VE GAZİ YAKINLARI YÖNLENDİRİLİYOR

Bize karşı umudun daha fazla arttığını gördüm. Kayseri ve Balaıkesir'de şehit ve gazilerin bilgi amaçlı sözleri oldu. Şehit yakınlarımızla da gazilerimizle de tam bir iletişim içindeyiz. Samimiyetle sabırla adımlarımızı atıyoruz. Şehit yakınlarımız ve gazilerimiz yaşadıkları acılardan ötürü art niyetli çevrelerin manüpilasyonuna maruz kalıyorlar. Muhalefetin ağır tahrikleri ve iftiraları istismarları nedeniyle şehit ve gazilerin süreçle ilgili soru işaretlerine sahip olduklarını gördük. Bizim şehitlerimizin ruhunu muazzem edecek hiç bir adımı atmamız mümkün değildir.

YUNANİSTAN ATATÜRK'Ü NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜNE ADAY GÖSTERİYOR

CHP ve MHP bu çözüm sürecinde sorumsuzca geri adım hamlesi gibi görünüyor. Gazilerin bize yönelttiği sorulara bakıyoruz aslı astarı olmayan muhalefetin görüşlerini bize yöneltiyorlar. Mustafa Kemal Çanakkale'yi savunmuş bir asker. İsminin başında Gazi var. İzmir işgalden kurtulur. 10 Eylül'de Gazi Mustafa Kemal barışa dönük adımları atıyor. 1930 yılında Yunanistan BAşbakanı resmi ziyarette bulunuyor ve 1934 yılında Gazi'yi Nobel BArış ödülüne aday gösteriyor. Hatta Japonya hatta ABD ile savaş halinde. Bütün bu mücadelenin her safhasında Gazi Mustasfa Kemal de var 1923'te tüm bu ülkelerle yeni bir sayfa açılıyor. Her toplumla yeni sayfa açmak için Gazi adımlar atıyor. Kin gütmüyor, geçmişte yaşananlara takılıp geleceği öfkenin üzerine inşaa etmiyor. Çanakkale savaşı. 7 düvel Çanakkale'ye taaruz ediyor.

ÇANAKKALE'YE GELEN SENEGALLİ MÜSLÜMAN ASKERLER EZAN SESİNİ DUYUNCA..

Senegal'den Hindistan'dan Yeni Zelanda’dan askerler taşınıyor. Orada siperden sipere gönderdiği gıdalar gönderdiğini biliyoruz. O Senegal’den gelenlerin içinde Müslümanlar var. Müslümanlar aldatılarak getiriliyor. Ve ne zaman ki Çanakkale'ye geliyorlar orada Ezan sesini duyuyorlar silahlarını bırakıyorlar. Ateşkes anlamına Mehmetçik'le düşman askerlerinin birbirlerine kahve ikram ettiklerini biliyoruz. Malum Gazi Mustafa Kemal'in Çanakkale'de yatan düşman askerlerinin sözleri çok manidardır. Uzak diyarlardan çocuklarını savaşa gönderen analar gözyaşlarınızı dindiriniz. Onlar bu toprakta can verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuştur diyor. Kime söylüyor, Mehmetçik'i şehit etmek amacıyla gelmiş ama bunu başaramamış askerlerin annesine söylüyor. Benim Mehmetçik'im birazdan kendisini şehit edebilecek askere kahve ısmarlayacak kadar cesur ve kahraman bir Mehmetçik'tir.

MİLLET SÖYLEYECEĞİNİ SAVAŞ MEYDANINDA SÖYLER SONRA O DEFTERİ KAPATIR

Bu millet söyleyeceğini savaş meydanında söyler. Sonra o defteri sonuna kadar kapatır. Zafer kazanmış bir ordu için yenilmişler karşısında mağrur olmak yoktur. Benim askerim dağda yakaladığı adama üşümesin diye parkasını verecek kadar kahraman bir Mehmetçiktir. Bizim komutanımız mağaradan teröristi seni annene götüreceğim diye ikna eden alicenap bir komutandır. Bizim gazilerimiz düşmanlarımıza nasıl davarndıylarsa biz de öyle davranacağız. Bizim muhallimizdeki Türkiye farklı bir Türkiye. Biz CHP ve MHP Genel Başkanı'nın hayalindeki ürkek ve küçük Türkiye'yi tanımadık tanımıyoruz.

BU NASIL MİLLİYETÇİLİKTİR

Allah aşkına bu nasıl bir milliyetçiliktir. Bu ülkenin şehitleri en son kendileri şehit olsun diye canlarını verdiler. Bu şehitler bu toprakların huzuru için birliği için canlarını ortaya koydular. Bu ülkeye korkaklık fitne salmak milliyetçilik değildir ve olamaz. Şehit cenazeleri önünde slogan atmak milliyetçilik değildir. Hem sizlerden hem aziz milletimden bir şey rica ediyorum.

CHP MHP 30 YILDIR SORUNU GÖRMEZDEN GELDİ

30 yılı gözümüzde canlandıralım. BDP'nin farklı isimler altında nerede durduğunu herkes biliyor. Ama ben CHP ve MHP'nin nerede durduğuna dikkatle bakmanızı öneriyorum. Peki terörü çözmek için ne yaptılar. 30 yıl boyunca CHP'nin de MHP'nin de iktidarda olduğu dönemler oldu ama çözüme hiç bir katkısı olmadı. MHP bu süreçte küfretmekten hakaret etmekten bir de şehit cenazelerini istismar etmekten başka bir şey yapmadılar. Her salı BAhçeli'yi dinleyin intikam küfür her şey var. Muhalefette oldukları dönemde de bir şey yapmadılar. Biz çözmüyoruz çözdürtmeyeceğiz dediler. Dikkat edin hiç bir tasavvurları yok. Hatta neyi eleştirdiklerini bilmez haldeler. Bizi ihanetle suçlayanlara sesleniyorum: Siz 30 yıldır milli bir duruş sergileyemiyorsunuz. Eğer ortada bir ihanet varsa bu millete yapılan gençlere yapılan bir ihanettir.

CHP LİDERİ DOĞRU SÖYLÜYOR YALAN SÖYLEYEN ADAM BAŞBAKAN OLAMAZ

Yalan söyleyenden Başbakan olmaz diyor CHP lideri. Bakın bu süreçte CHP Genel Başkanı'nın söylediği tek şey bu. Evet, doğru yalan söyleyenden Başbakan olamaz. Bunun için Kemal Kılıçdaroğlu yalan söylemeye devam ettiği için Başbakan olamayacak.

Hala diyor ki bu işin çözüm yeri parlamento. Samimiysen dürüstsen o üç tane arkadaşını görevlendirelim ne gerekiyorsa yapalım. Bakınız CHP'de Meclis kürsüsünden ırkçılık yapan vekil kazandı CHP böylece aslına rücu etti. CHP 30 yıl boyunca bu işin çözülmemesi için nasıl ayak direttiyse bugün de aynısını yapıyor. MHP aynısını yapıyor.

KİMSE KUSURA BAKMASIN MEDYA ÖZGÜRSE BİZ DE ÖZGÜRÜZ

30 yıl boyunca bir kısım medya nasıl ki gayri milli bir tutum takındıysa aynı tutumu izlemeye devam ediyorlar. Bu iş sadece hükümetin değil medyanın da görevidir. Basın özgürlüğü diyorlar. Balıkesir'de yayınlanan o haberle ilgili konuştum. Sınırsız bir özgürlük olamaz. Kimse kimsenin özgürlük alanına tecavüz edemez. Kimse kusura bakmasın. Medya kendine göre bir özgürlük alanı ilan ediyorsa biz de hissiyatımız açıklama konusunda sorumluluk üstlenen insanlar olarak bizler de en az onlar kadar özgürüz.

Ve biz eleştirimizi açık açık dile getiririz. Ama sansürün önünde gazetecilerden önce dururuz. Hakaretse bize en ağır hakaretleri yapıyorlar. Biz hukuk devletindeyiz gitsinler mahkemelerde suçunun bedelini ödesinler. Mahkemelere göndermeyin diyorlar yok böyle bir şey. Ben şunu söylemekten hiç bir şeyden çekinmiyorum. İstismarcılara koz verecek böyle bir hamle basın özgürlüğü değildir. Gitsinler ABD'ye İngiltere'ye baksınlar. Medya orada milli bir mesele tavrını gösterebiliyor.

SON SÖZÜ MİLLETİMİZ ADINA BİZ SÖYLERİZ

Bir taraftan çözüm yanında sıkıştırıyorlar bir yandan da bunu sabote etmeye çalışıyorlar. CHP ve MHP terör üzerinden oyunların oynanmasına fırsat hazırlamışlardır. Yaptıkları oyunlarla terör örgütüne oksijen sağlamışlardır. Biz bu yolda milletimizle birlikte yürüyoruz. Onlar sabote etmeye çalışsın biz kanı durdurmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bu süreçte en son sözü milletmezle birlikte milletimiz adına biz söyleriz. Biz son sözümüzü söyleyene kadar dedikodudan uzak durun. Şu anda dolaşan belgelerin kimler tarafından nasıl sızdırıldığını kısa sürede ortaya koyar ve açıklarız. Siz gelin bizim ne söylediğimize bakın. Kimin ne yaptığına değil bizim ne yaptığımıza bakın. Hiç bir yalana asla kulak asmayın.

AZ KONUŞUYOR ÇOK İŞ YAPIYORUZ

Biz az konuşuyor çok iş yapıyoruz. Önüne gelen konuşmaya çalışırsa birisi baltayı taşa vurursa bu kriztali kırarız. Biz bu süreci başarıyla bitirmek zorundayız. Biz kanı durdurmak için adeta çırpınıyoruz. Biz bu süreçte hiç bir taviz vermeyiz. Milletin değerleriyle örtüşmeyen hiç bir adımı atmayız. Milletimizin hayır duası bizimle oldukça her tahriki ezer geçeriz. Milletimiz bize güvensin. Şehitlerimizin bize emanetlerini daha da büyütmektir. Bu arada Halkbankamızın voleybol takımı bize bir ilki yaşattı. Erkeklerde Avrupa şampiyonu oldular. Şu anda şampiyonluk kupasıyla buradalar. Tüm takımı buraya alalım. Bu heyecanı birlikte yaşayalım.