İkinci Devlet Üniversitesi’nin Yeri Akçaabat'dır.

Taka Gazetesi Akçaabat ilçesini masaya yatırdı, Başkan Türkmen’e mikrofon uzattı

25 Kasım 2015 Çarşamba 17:47

Trabzon’un ikinci büyük ilçesi olan Akçaabat, toplam nüfusu 116.000 ile Karadeniz Bölgesi’nin en önemli yerleşim yerlerinden biridir. Doğudan Trabzon şehrine bitişik olan, batısında Çarşıbaşı, güneyinde Düzköy ve Maçka ile çevrili bulunan Akçaabat, yörede bulunan yaylaların geçiş noktasıdır.

Akçaabat, Trabzon havaalanı ve limanına 15km uzaklıkta olup, Trabzon’un Ortahisar’dan sonraki ikinci büyük ilçesidir. Karadeniz’in doğal limanlarından birine sahiptir. İklimi Karadeniz- Akdeniz karışımı özelliğindedir. Ayrıca iklimin uygun olması nedeniyle zeytin, çilek ve narenciyenin yanında her türlü sebze ve meyve yetişmektedir.

Bu hafta Taka Gazetesi olarak Akçaabat’a gittik. Bu tarih, kültür, sanat ve medeniyet kokan ilçemizin efsane Belediye Başkanı Şefik Türkmen ile makamında Akçaabat’ı, tarihi Ortamahalle evlerini, yaylaları, kültür ve turizmi, sanatı, Akçaabat köftesini, Akçatepe’yi, Akçaabatın dışarıda tanıtılmasında rol oynayan horonu ve daha birçok şeyi konuştuk. İşte siz değerli okuyucularımıza aktarıyoruz.

Eksiklerimizi Kapatıyoruz

TAKA: Akçaabat’ın nüfusu merkez ilçeden sonra Trabzon’un diğer ilçelerinin iki katı 116 bin nüfusuyla ikinci ilçe durumundadır. Böyle büyük bir ilçede dört dönemdir belediye başkanı seçilmektesiniz. Sizinle birlikte Akçaabat kasaba görünümünden şehir görüntüsüne kavuştu. İmara uygun binalar halkın huzur içinde dolaştığı sahiller ve restoranlar ilk bakışta göze çarpan unsurlar. İsterseniz bundan sonrasını siz anlatın. Bu dönemde Akçaabat’a neler yaptınız?

ŞEFİK TÜRKMEN: Trabzon büyükşehir olunca kırsal mahalleler belediyeye bağlandı. Şuanda 14 tane belde ve 50 köy mahalleye dönüşerek Akçaabat belediyesine eklendi. Şuan ki nüfus yaklaşık 116 bin civarında. Akçaabat’tan sonra gelen ilçenin nüfusu 50 bini buluyor. Bugüne kadar Akçaabat çok mesafe katetmiştir.

1994’de belediye başkanı oldum. O zaman zor şartlarda Akçaabat’ı teslim aldık. Bu gördüğünüz manzaranın o zamanlar hiçbiri yoktu. Dışarıdan bakınca inşaat halinde görünüyordu. Bu bölgede ilk olarak kanuna uygun olarak plan proje tasdik ettirilmiş sahil dolgusu bizim sahilimizdir. Tamamen yasalara uygun şekilde izin alınarak proje tasdik ettirilerek yapılmış, kötü bir yapılaşmaya izin verilmemiştir ve bütün bölgeye örnek olmuştur. Alt yapı yönünden sıkıntılarımız vardı. Akçaabat’ın arka kesimlerine gittiğinizde sular akmıyordu. Birçok su şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yoktu. Şuan Akçaabat’ın bütün alt yapısı yapılmıştır. Yağmur suyu ile problem olduğu yerlerde yağmur suyu kanalları yapılmıştır. 1994’de belediye başkanı oldum 1995’de bu proje ile başladık. Deniz deşarjımız var ve sorunsuz olarak 15 senedir çalışıyor. Denize 1 km açığa ve 40 metre derine sular basılıyor. Şu an bölgede ilk defa biyolojik arıtma yapıyoruz. %85’i Avrupa Birliği fonlarından karşılanacak. Su yönünden Akçaabat’ın en ufak bir eksiği kalmamıştır. Tepelerdeki köylere de su götürülmüş ve senelerdir bir doğal afet olmadıkça Akçaabat elektrik ve su kesintisini unutmuştur. Küçük Sanayi tesislerinde eksiğimiz var. Küçük sanayi alanında olması gereken birçok yer hala şehir içinde. Bu esnafımızı çıkartıp sanayi bölgemizi yaptıktan sonra oraya yerleştirmeyi düşünüyoruz. Trabzon ikinci devlet üniversitesini çoktan hak etti. Akçaabat’ta şuan buna uygun birçok yerimiz var. İkinci üniversitenin buraya yapılmasını istiyoruz.

Turistlerin Yemek Durağı Olduk

TAKA: Akçaabat Köftesi İstanbul’da, Ankara’da Samsun’da dahası Türkiye’de marka olmuş. Peki Akçaabat köftesini markalaştıran mucizevi lezzet nasıl elde ediliyor?

ŞEFİK TÜRKMEN: Restoranlarımız dolayısıyla herkes Akçaabat’a uğruyor. Sahil kesiminde 5 6 tane büyük restoranlarımız var.

Bunların her biri bir anda 1500 kişiyi ağırlayabilecek kapasiteye sahip. Bilhassa yaz mevsimi ve ramazanda iftar saatlerinde sahil kesimindeki restoranlarda 600 kişi aynı anda yemek yiyor. Bizim lokantalarımız Türkiye standartlarının üzerinde. Yazları turizm acenteleri mutlaka burada yemek molası veriyorlar. Bir bakıyorsunuz restoranın önünde bir anda 10 tane acente arabası görüyorsunuz. Akçaabat’ta et sektörü çok gelişmiş. Akçaabat köftesi çok eskilere dayanıyor. Fakat ticari olarak 1940’larda bu hale geldi. O zamanlar dışarıdan gelen misafirlere eski Akçaabat köftecileri çok iyi hizmet sundular. Daha sonra sahildeki restoranlar yapılınca bu sektör daha da ilerledi. Köftenin özelliği ise etin kaliteli olmasıdır ilk önce. Katkısızdır sadece ekmek ve sarımsak katıyorlar. İçine bir şeyler katarak lezzetlendirme durumu yok. Tabi bu sebeple turizm birden gelişmeye başladı. Biz bunları şehrin içine de çekmeye çalışıyoruz.

Kötü Yapılaşmaya Müsaade Etmiyoruz

TAKA: Türkiye’de Safranbolu evleri, Amasya evleri ve Akçaabat evleri oldukça meşhur. Akçaabat evleri şu an bakıma muhtaç gözükse de birçok iyileştirmeler yapıldı ama yeterli değil. Bu konuda daha neler yapılabilir?

ŞEFİK TÜRKMEN: Turizmin önemli ayaklarından biri sahil restoranlarımız diğer bir değerimiz ise Orta mahalle’mizdir. Orta Mahalle bir mahalle ölçeğinde korunabilmiş bir yerdir. Bütünüyle korunabilmiş ender yerlerdendir Orta mahalle. Burayı da turizmin hizmetine sunmaya çalışıyoruz. Koruma amaçlı imar planını yaptırdık ve kötü yapılaşmaya müsaade etmiyoruz. Bir kısım evler bakımsız ve terk edilmiş. Bunları satın alıp restore ediyoruz. Akçaabat Belediye’sinin Orta mahalle de 6 tane binası oldu. Bunların bir kısmı yıkılmaya yüz tutmuş evler, onları aldık restore ederek turizmin hizmetine sunduk.

Dağ Oteline İşletmeci Arıyoruz

TAKA: Akçaabat yayla turizmini geliştirmek için bungalov evler hizmete açıldı. Bu yatırımın verimliliği ne durumdadır. Doluluk oranı nedir?

ŞEFİK TÜRKMEN: Yayla Turizminin adı Akçatepe. İnsanlar buraya güzellikleri ve tabiatı görmeye geliyorlar.

Onun için dağ ve yayla turizmi bizim için çok önemli. Akçaabat sınırları içerisinde iki tane yaylakent var. Biri Hıdırnebi diğeri Kayabaşı. Tabi onları daha kapsamlı hale getiriyoruz. Grupların gelip kalabileceği, kongrelerin yapılabileceği yerler haline getiriyoruz. Kongre turizmine hizmet etmek istiyoruz. Akçaabat’ın 8 km yukarısında Akçatepe diye bir tesis açtık. Restoran, piknik alanı, cafeler ve dağ evleri yaptık. 24 tane dağ evimiz var. Odalar bir ailenin rahatlıkla kalabileceği genişlikte. Hemen yakınında belediye olarak 18 dönümlük bir yer satın aldık. 100 odalı dağ oteli projesi ve mimarisini hazırladık. Şu an kendileri yapmak üzere bir işletmeci bulabilirsek, turizmi iyice ilerletmiş olacağız. Bu bölgenin turizmde büyük bir potansiyeli var bizim bunu harekete geçirmemiz lazım.

İlk Bilinen Horon Akçaabat Horonudur

TAKA: Öte yandan Akçaabat ‘’Horon Ekibi’’ ile dünya şampiyonlukları kazanmış bir ilçemiz. Halen bu iddiasını sürdürecek çalışmaları devam ediyor mu?

ŞEFİK TÜRKMEN: Akçaabat’ın en başta gelen özelliklerinden biridir ‘horon’. Akçaabat’la birlikte buraya bitişik olan yerler de benzer horonu oynuyor. Vakfıkebir, Tonya, Maçka, Şalpazarı..İlk tanınan horon Akçaabat horonudur. Fransa(Lion) ve Japonya’da birincilik aldı. Akçaabatlı folklorcular tarafından disipline edilmiş, Türkiye’nin ve Avrupa’nın her yerinde artık oynanıyor. Folklor ekiplerimiz her yerde horonumuzu öğretiyorlar sevdiriyorlar. Avrupa’da da horonu çok seven hemşerilerimiz var.

Özel Bölümler

Akçatepe : Akçatepe Dağ Evleri Kent’teki tüm villalar 2 yatak odası ve oturma odasına sahiptir. Her villada klima ve şömine mevcuttur. Tesiste bir restoran hizmet vermektedir. Konuklar tesis bünyesinde mangaldan da yararlanabilirler. Akçatepe Dağ Evleri, Akçaabat ilçe merkezine 7 km ve Trabzon şehir merkezine 20 km mesafededir. Trabzon Havaalanı 23 km uzaklıktadır.

Ortamahalle evleri: Büyük bölümü 1988 yılında kentsel SİT alanı olarak ilan edilen ve 19. yüzyıl Osmanlı konut mimarisinin tipik özelliklerini taşıyan Orta Mahalle, Osmanlı dönemi sivil mimarlık örnekleri, sokakları, merdivenleri çeşmeleri, duvarları, ağaçları ve diğer öğeleriyle tarihi karakterini günümüze aktarabilmiş nadir yerleşim yerlerinden biri olarak yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Tarihi dokusu tek tek evler olarak değil sokak ve mahalle ölçeğinde de bütünlük gösteren Orta Mahalle’de, geçmiş kültürlerin ürünlerinden ve anıtsal mimarlık örneklerinden olan St. Michael Kilisesi, Şapel ve günümüzde ilkokul (Fevzi Paşa İlköğretim Okulu) olarak kullanılan Kilise Okulu yer alıyor. Hemen hepsi bahçe içerisinde, yapımında taş, ahşap ve kiremit kullanılan yaklaşık 100 yıllık tarihi bulunan evler, bol pencereli geniş sofalar ve denize bakan görünümleri ile dikkat çekiyor.