Milli davayı bırakıp HAS Parti ile çıkış arayan orada da bu işin olamayacağını görünce, kumarbaz dediği Ak Parti’ye Trabzon milletvekilliği pazarlığıyla gelmişti. Yapması gereken paralel yapıya yüklenip artık vekilliğini tescil etmekti. Bunu da basın açıklaması ile yaptı. Dünkü sözleri ile bugünkü sözlerinin tutarsızlığı halkta karşılık bulacak mı ilerleyen günlerde belli olacak.
"Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’ni dolduran kalabalığa konuştu.Osmanlı’nın yıkıldığı yerden yeni bir medeniyetin doğduğunu kaydeden Malkoç, dâhili ve harici bedbahtları iyi tanımak gerektiğini söylediAK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Av. Şeref Malkoç, ‘Yeni Türkiye Yeni Anayasa’yı anlattı. Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen tarafından Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde ‘Yeni Türkiye Yeni Anayasa’ konulu konferans düzenlendi. AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Av. Şeref Malkoç’un konuşmacı olarak katıldığı konferansta, Malkoç, katılımcılara ‘Yeni Türkiye, Yeni Anayasa’yı anlattı.Yeni Türkiye Yeni Anayasa konferanslarının üçüncüsünü Trabzon’da düzenlediğini dile getiren Şeref Malkoç, “Dünya bir dönemeç noktasında. Bu dönemeç noktasının ortasındaki yer Ortadoğu. Dünya kurulduğundan beri buranın etrafında dönüyor desek yeridir. Türkiye bu coğrafyayı geçmişte yöneten ülkedir. Türkiye şu anda lider ülke olma noktasında ciddi mesafe aldı.” dedi. Paralel Yapı’ya da yüklenen Malkoç, “Türkiye dünyanın en büyük ekonomilerinden biri. Önceden IMF’den Cotarelli gelir, Fındık, çay kaç TL olacak, bunu kararlaştırır karşılığında 2 milyar dolar kredi verirdi. IMF’den aldığımız kredinin 2 katını onlara borç verdik. İşte Yeni Türkiye bu. Askeri vesayeti bitirdik, paralel vesayet çıktı. Türkiye öyle bir bataklığa gömülmüş ki yıllarca eğitim gönüllüsü bildiğimiz insanlar, baktık ki çok farklı şeyler yapmaya başladılar. Önce fark edilmedi ama çok şükür ki farkına varıldı. Paralel Yapı’nın AK Parti’ye karşı tavrı 2009 yılında Davos’taki One Minute’dan sonra başladı. Sonrasında Mavi Marmara Gemisi ve Başbakan’ın konutuna, evine, çalışma odasına dinleme cihazı koydular. Başbakanı çok sevdikleri için koymadılar. Bunların vatanperverlikle, eğitimle alakası olabilir mi? Tıpkı 28 Şubat’çılar gibi. Türkiye’de kim devleti ele geçirmeye kalkarsa bir müddet sonra bu millet ve bu milletin savcıları yakasından tutarak sanık sandalyesine oturtur. Bunun en açık örneği 28 Şubat’çılardır. 28 Şubat’çılar askeri cuntaya, paralelciler de emniyet cuntasına arkasını dayadı. Türkiye’yi yönetmek mi istiyorlar? Kurarlar siyasi partiyi, vatandaşı dolaşır, sandıktan çıkar yönetirler. Yok öyle AK Parti’nin sırtından vesayet yapacaksın. O günler geçti, askerler için de, paralel için de geçti. Çıkış yolları var. Tövbe edecekler ve bu milletten özür dileyecekler. Devleti ele geçirmekten vaz geçerek normal faaliyetlerini sürdürecekler. İsrail’e hizmet etmekten vazgeçecekler. Paralel Yapı’nın unuttukları bir şey var. Karşısındaki insan önüne çıkan bütün engelleri aşmış. Cezaevine konmuş, aşmış, askerleri aşmış, Ergenekon, Balyoz darbe planını aşmış, aşarak gelmiş. Karşısındaki insanın dünyaya kafa tutan, İsrail’e özür dileten insandı Recep Tayyip Erdoğan bunu unuttular.” Anayasanın mutlaka değişmesi gerektiğini ifade eden Malkoç, şöyle konuştu: “1982 Anayasası kışla mantığı ile yapılmış anayasadır. Askeri nizamiye gibidir. Türkiye’nin önündeki en büyük engel 82 Anayasa’sıdır. Devleti yaşat ki insan yaşasın mantığı idi bu anayasa. 82 Anayasası’nın bu devleti yaşat ki insan yaşatsın mantığını kaldırıp, insanı yaşat ki devlet yaşasın mantığı ile bir anayasa yapacağız inşallah. 82 Anayasası çok değişti. Kötü çirkin insana estetik ameliyat yapıyorsun, istediğin kadar yap, ruhu değişmez. Yeni Türkiye’nin yeni anayasasını hep beraber yapacağız. Herkesin hakkını veren, herkesi kucaklayan, refahı, huzuru, barışı koruyacak olan, Kürt sorununu çözecek olan, herkese adil, eşit yurttaşlık öngören, başkanlık sisteminin olduğu yeni bir medeniyet hamlesinin olduğu yeni anayasa geliyor. Bunu hep beraber yapacağız
.”OSMANLI’NIN YIKILDIĞI YERDEN YENİ MEDENİYET DOĞUYOR.
Osmanlı’nın yıkıldığı yerden yeni medeniyet doğduğuna vurgu yapan Malkoç, “77 milyon olarak hep birlikte yeni bir medeniyet hamlesi başlatıyoruz. Cumhurbaşkanlığına kadar olan süre Türkiye’de değişimin sürecidir. Birçok anlayış değişti. Ama önümüzde 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminden başlayıp 2023 cumhuriyetin 100. yılından 2071’e giden çetin bir yol var. Bu yol inşa sürecidir. Daha fazla yetişmiş insana ihtiyacımız var. STÖ’lere ve üniversitelere çok büyük gayret düşüyor. Türkiye’nin kenetlenmeye ihtiyacı var. Yeni Türkiye diyoruz. Eski Türkiye’ye bir baktığımızda Maraş olaylarından Çorum olaylarına, Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu cinayetine kadar hep karanlık olaylar, kirli ilişkiler, askeri cuntalar, askeri vesayetler, vatandaş oyunu hangi partiye verirse versin neticesinde TSK’nın içindeki cuntacılar iktidar oluyor. Siyasetçiler seçimlerinde neyi söylerse söylesin askerlerin çoğunlukta olduğu Milli Güvenlik Kurulu’nda terbiye ediliyorlar. Gelinen noktaya baktığımızda özellikle Milli Güvenlik Kurulu’nun ıslah edilmesi ile oturma düzeninden tutun üye sayısının değişmesi ile Türkiye’nin ne kadar mesafe aldığını görüyOrduk. Eski Türkiye’de demokrasinin balans ayarı Ankara’da tanklarla yapılıyOrdu. Genelkurmay İkinci Başkanı, milletin oy verdiği partiyi devirmek için Sincan’da tank yürütüldü. Eski Türkiye’de 70 cente muhtaç hale getirilen Türkiye, ardından da IMF’den bir masa memurunun gönderilip idare edilmeye çalışıldığı bir Türkiye vardı. Yasakların, milletin yok sayıldığı bir Türkiye vardı.” diye konuştu.28 Şubat sürecine de değinen Malkoç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz nimetin içerisinde olduğumuz zaman o nimetin kıymetini yeterince bilmiyoruz. Çok şeyler yaşadık. Bu Müslüman ülkede 12 yaşından küçük çocuklara yazın camide Kur’an dersi yasaklandı. Bunu yapanlar da milliyetçi muhafazakâr arkadaşlar. Bir de bunları anlatıyorlardı. Bir yaramız da başörtüsüydü. Binlerce kızımız üniversite kapılarında ağladı. Eski Türkiye’de bütün bunlar geride kaldı. Yeni Türkiye’de milletin tarihi ile, kültürü ile barışması var, dini ile, inancı ile buluşması var. Herkesin hak ettiğine kavuşması var. Üniversitelerde başörtüsü konusu halledildi. Kamuda olup olmaması tartışılıyOrdu. Eskiden Türkiye’nin sesi Ankara’dan çıktığında hiçbir yere gitmezdi. Şimdi sesimiz Asya’dan da, Avrupa’dan da, Amerika’dan da her yerden duyuluyor. Türkiye’de Milli Güvenlik Kurulu normal standartlara getirildi.” Çözüm Süreci’ni de anlatan Malkoç, “Artık anneler babalar askerdeki evlatları için gece sabahlara kadar telefonu açık tutmuyorlar. Eskisi kadar endişeli değiller. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, ‘Gerekirse kefen giyeceğim bu işi çözeceğim.’ diyerek yola çıktı. Bitti mi? Bitmedi. Çözüm Süreci sırat köprüsü gibi. Dünyanın en kaypak, en kanlı, en kalleş örgütü ile karşı karşıyayız. Bir ucu İmralı’da, diğer ucu Kandil’de. CIA, Amerika, MOSAD dâhil birçok kişinin payı var. Bırakmak istemiyorlar. Bu millet bu Barış Süreci’ni tamamlayacaktır. Yeni Türkiye için buna mecburuz. PKK’nın şımarıklığına son vererek, silahların ateşlenmesini durdurduysak Doğu ve Güneydoğu’da asayişi sağlayacağız.” ifadelerine yer verdi.günebakış"
Haydar Gürsoy