Bir ülkenin, bütün kamu binaları, fabrikaları, tesisleri, özelleştirme adı altında, satılınsa ne olur?
Zengin yöneticiler, kapanan fabrikalar, fiyatı artan ürünler, büyüyen işsizlik ordusu, fakirleşen bir halk olur, sanayileşme engellenir, Esnaf kan ağlarken, yöneticiler ile halk arasında kopuşlar olur. Ötekileştirilen, kendi halkını ezmeğe başlayan bir anlayış olur.
Sonra ne olur?
Karın tokluğuna çalışan, üyelerinin hakkını aramayan sarılaşan sendikalar, gerçeği yazamayan, hükümet yanlısı algı oluşturan gazeteler, gazeteciler. Ele geçirilip yayın politikası değiştirilen televizyonlar olur
Başka?
Kapısına maliyeci gönderip tehdit edilen, biat etmeyenin iflası istenen, görüş belirtemeyen iş dünyası. Susturulan konularında uzman, bu memleketin yetiştirdiği gerçek tarihçiler, hukukçular, siyasetçiler olur. Konuşurlarsa vatan haini olur
Daha sonra ne olur?
Güvenlik tedbirleri alınmasa bile, ailesinin nafakası için çalışmak zorunda olup, canını feda ederek, ölümleriyle Avrupa şampiyonu olan işçiler, Daha çok kazanması için, milletin a.... koyan müteahhitler, iş adamları türer. İslam dini, kadına değer verirken, yüzde bin dört yüz artışla rekor kıran kadın cinayetleri olur.
Halkın, dini duyguları istismar edilerek yapılan soygunlar, talanlar, mahkeme kararları ile konuşulamaz, yazılamaz olur
Güven kaybolan ülkeden aralarında Kipa, Tesco, Capital’in, Total’in ve HSBC bankasının da bulunduğu şimdilik 8 dev yatırımcı ülkeden kaçar gider
Sonra?
Liderinin g..... kılı olduğunu iddia edene, bizim için ikinci peygamberdir diyene, adına salavat getirilen, Kuran ayetleri ile dalga geçen, olmadı Kuran’ı pasta yapıp yiyen, “bize oy vermek Allah’ın emridir” diyebilen, Allah’ın yarattığı bir kulu için –haşa- Allah’ın tüm sıfatları üzerinde toplanmış bir liderdir denilerek, dinimize saldıranlara tek kelam etmezsen;
Allah’ın evi olan camilerimize masa koyup siyaset konuşanlara, Kâbe’de kıblesini şaşırıp tezahürat yapanlara sessiz kalır, İstanbul’un göbeğinde Kâbe maketinin yapılmasına göz yumarsan, tavafa gelenleri, zırhlı Mercedes’inden izler, sıvışır gidersin.
Halk bir yandan televizyonlarda eğlence programları, evlilik programları, diziler ile uyutulurken diğer yanda Osmanlı’da olmayan, etnik ayrışma olur, Daha fazla özgürlük adı altında bu etnik gruplar emperyalist devletler tarafından kışkırtılır, Çözüm Süreci adı altında çalışmalar başlatılır.
Dağda bayırda teröristle görüşülür, ülkemize davet edilir, ayaklarına hâkim savcı gönderilir, teröriste, siyasetçiler güzellemeler yaparken, akil heyetler, şirin gösterip, millete canlı canlı izlettirilir.
Terörist silah depolar, yol keserken, askerin operasyon yetkisi kısıtlanır, muhalefetin, yanlış yapıyorsunuz, sonucunda çok kan akar, bu memleket bölünür sözlerine “ Siz aklınızı kendinize saklayın” denilerek azarlanır.
Sonuç...
Şehirlerini terk eden insanlar, ölen masum çocuklar, Geçimini sağlayamayan esnaf, işçi, hayatının bağrında şehit düşen ana kuzuları olur.
Amaçta, oyun da bellidir
İsrail’in kurulduğu 1948 tarihinde, Büyük İsrail Devleti hayalini, Ortadoğu’daki Nil ve Fırat nehirleri arasıdır diyerek açıkça ifade edenler, adım adım amaçlarına ulaşmak için bu ülkeleri, etnik ve dini mezhepler üzerinde ayrıştırıyor, kargaşa çıkarıyor, silah verip çarpıştırıyor. Sonrada asker gönderip küçük devletçiklere bölüyor.
Büyük Ortadoğu projesine alet olanlar, bölgede akan kandan, elbet deki bu dünyada da, ahiret dede mesuldür.
Dertleri bu bölgelerdeki ulus devletleri, petrol ve madenlerine sahip olmak için bölüp parçalamak, çıkarlarını koruması için kendine yakın yöneticileri atamak.
Bu işin özü budur.
Bölge ulus devletlerinin bir araya gelerek maddi ve manevi güç sayesinde bu oyunu bozma şansları varken, ne yazık ki ,bu düşünce ve davranışın çok uzağında bulundururlar ve bölünerek parçalanırlar.
Ne acıdır ki başkanlık sistemiyle birlikte hayata geçirilecek bir projedir.
Sonucunu bile bile bu uçuruma yuvarlanıyoruz.
Geride sönmüş, parçalanmış, darmadağın olmuş bir devlet ve gözü yaşlı aileler bırakarak nereye gidiyoruz?
Ne olacak bu memleketin hali diye soruyorsun ya?
Hala anlamadın.
“Bir oy sadece bir oy değildir. Bir ülkenin geleceğidir”
İslam dinini şahsi çıkar ve siyasi emeline alet edenlere, buna ses çıkartmayarak destek olanlara “İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok” diyen Rahmetli Muhsin Başkan’ın sözlerini hatırlatmak isterim
Haberin olsun Allah (cc) 24 saat montajsız, dublajsız, kesintisiz kayıt tutuyor
Mahşerde sidin büyük ekrana atılınca, sen ter içerisinde izlerken millette seni izler.
Dilerim bir gün akıl ve bilim sahibi insanlar bu ülke yönetimine hâkim olur, huzur dolu, mutlu bir gelecek inşa ederler.
Hoşça kalın