Ekonomik kriz, enflasyon, pahalılık aldı başını gidiyor.
Suç örgütü liderleri, sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapıyor, videolar paylaşıyor. Yolsuzluk iddiaları arka arkaya gündemi belirliyor.
Ülke genelinde konserler, festivaller yasaklanıyor.
Yazarlar hakkında, sanatçılar hakkında gözaltılar, tutuklamalar her geçen gün artıyor.
Bir yandan yoksulluk artıyor, öte yandan yolsuzluk iddiaları toplumun tepkisini çekiyor.
Yasaklar da başka bir yönden toplumu sarsıyor.
Sıraladığımız konular, belki toplumun tamamı tarafından dikkat çekici değil…
Toplumun değişik katmanları bunlardan birinden, ikisinden ya da tamamından rahatsız.
Ekonomik sıkıntılar, kentten köye herkesi etkiliyor.
Basında yer alan onca haberde gördüğümüz ev kiralarının artışı, kentleri yaşanmaz hale getiriyor. Asgari ücretle geçinmeye çalışanların pek çoğu sadece kirayı ödeyecek durumda değil.
Eylül ayı ile okullar açılacak, okul hazırlıkları başlayacak.
Kıyafetinden servis ücretine, kaleminden defterine, nereye elinizi uzatırsanız elinizi yakıyor.
Okula kayıt ücretlerinin kaldırıldığı yönünde Bakanlık emri ortada. Demek ki, kayıt ücreti alınmayacak. Ama çocuğunuz için öğretmen seçmek, hazırlanan özel sınıflara vermek istiyorsanız elinizi cebinize atacaksınız…
Bu da başka bir dert!...
Yoksulluk büyüyor.
Milyonlarca vatandaş, bugün temel ihtiyaçlarını karşılamayacak yoksulluğun içinde, hayatta kalmaya çalışıyor.
Yoksulluğun büyümesinin temel nedenlerinden biri de yolsuzluk!...
Gelelim yolsuzluklara…
Koca koca adamlar, koca koca televizyonlarda günlerdir rüşvet ve yolsuzluk iddialarını tartışıyor. Halen bu konuda atılmış ciddi bir adım yok. Herkes Cumhuriyet Savcılarından bir hareket bekliyor.
Elbette, bu işi hukuk çözecek…
Hukuk deyince değinmek şart oldu.
Yasaklar da önemli ölçüde hukuku ilgilendiriyor.
Üçüncüsü, beşincisi, onuncusu… düzenlenecek festivallerin, idarenin verdiği kararlarla bir kalemde yasaklanması, sanatçıların konserlere çıkmasının engellenmesi hukuku ilgilendirmiyor mu?
“Ben yaptım oldu.” anlayışı ile yürütülen uygulamalar, doğal olarak toplumu bölüyor, sıkıntıları büyütüyor, tartışmaları çoğaltıyor.
Yirmi yıl önce, “yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar”ı bitirmek için miting alanlarında yükselen sesler, günümüzde unutulmuş mu acaba?...
Hukuk öne çıkmaz, adalet gerçekleşmezse, önümüzdeki aylar daha mı sert geçecek?