CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Rize Ticaret ve Sanayi Odasının en çok kurumlar ve gelir vergisi ödeyen iş adamalarına verilen ödül töreninde yaptığı konuşmada Rize’ye yüksek yargı organlarının başkanlarıyla geldiğini ve istek üzerine çayı tahlil edeceklerini söyledi. Rize’ye yapılan yatırımları dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanı ihalesinin bu yıl yapılacağını ve Artvin-Rize bölgesinin havaalanına kavuşacağını ifade etti.
Rize Lojistik ve OSB Tamam
RİZE’DE hemşehrilerine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kivi ve fındığa önem verilmesini istedi. Fındığın da üretilmesini isteyen Erdoğan, “Aynı şekilde fındığa da yönelmek gerekir.” dedi. Erdoğan, Rize OSB ve lojistik üs çalışmalarıyla Rize’yi her alanda önemli bir yere taşıyacaklarını belirtti. Bölge için turizmin önemine vurgu yapan Erdoğan, yeni bir otel yapımının yanı sıra Ayder ve Uzungöl’de kentsel dönüşüm projesi gerçekleştireceklerini kaydetti.
Referanduma Gidilse %80...
KONUŞMASININ genel bölümünde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenen Erdoğan, aynaya bakmasını tavsiye etti. Erdoğan, “Önce sen aynaya bak. Diktatörlük olsaydı sana bunları söyletmezlerdi.”dedi. Dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda CHP’nin çark ettiğini kaydeden Erdoğan, son oylamanın önemine vurgu yaptı. Erdoğan, “Referanduma gidilseydi millet %80’le ders verecekti.”ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir davanın, bir hareketin mensupları olarak inanıyorum ki sizler bir ümmet bilinci içerisinde yürüyeceksiniz. Arif Nihat Asya ne diyor, 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.' İşte siz osunuz. Biz de yürüyoruz, hep beraber yürüyeceğiz." dedi. Erdoğan, cuma namazını kıldığı Sahil Camisi'nden çıkışında, kendisini bekleyen vatandaşlara otobüs üzerinden hitap etti. Vatandaşları selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize'ye bir ödül törenine katılmak üzere geldiklerini hatırlatarak, cami çıkışında da vatandaşları selamlamak istediklerini belirtti. Vatandaşların "Bu nesil seni başkan yapacak." şeklindeki ifadeleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizin dualarınız inanıyorum ki Rabbimin icabetiyle çok daha farklı tecelli edecektir. Rabbim o günleri de inşallah hayırlısıyla bu milletimize göstersin diye ben de niyazda bulunuyorum. Fakat şunu unutmayın, ülkemiz için, milletimiz için hayır olan neyse o olsun." diye konuştu.
BİZİM BİR ORDUMUZ VAR, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ
Alandaki gençlerin "İşte ordu, işte komutan" ifadesi üzerine ise Erdoğan, şöyle konuştu: "Gençler, yalnız bak şunu unutmayın, burası ordu değil bizim bir ordumuz var, Türk Silahlı Kuvvetleri. Bu ise bir davanın, bir hareketin mensuplarıdır. Bir davanın, bir hareketin mensupları olarak inanıyorum ki sizler bir ümmet bilinci içerisinde yürüyeceksiniz. Arif Nihat Asya ne diyor, 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan', işte siz osunuz. Biz de yürüyoruz, hep beraber yürüyeceğiz." diye konuştu. Her gün şehitlerin geldiğini, şehitlik makamının sıradan olmadığını belirten Erdoğan, "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ama siz bilemezsiniz" ayetini hatırlattı.
BUNUN BEDELİNİ AĞIR ÖDEMEYE DEVAM EDECEKLER
Türk bayrağının rengi şehitlerin kanından aldığını, hilalin bağımsızlığın sembolü yıldızın ise şehidin ta kendisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bizim bayrağımıza eş bir şeyler, yapıyorlar. Onlar paçavradır, paçavra. Bu ülkede, o tür adım atanlar yanılacaklardır ve bunun bedelini ağır ödemeye de devam edecekler." diye konuştu.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer üstünde ölen vardır" dizelerini anımsatan Erdoğan, uğrunda ölenlerin bulunduğunu bu topraklar üzerinde kimsenin operasyon yapamayacağını vurguladı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tek devlet. Çıkmışlar ne söylüyorlar? Paralel Devlet, Paralel Yapılanma. Devlet içinde devlet olabilir mi? Asla, tek devletimiz var, Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Şimdi bunların bir kısmı Pensilvanya'da, bir kısmı Avrupa'nın bazı ülkelerinde, bir kısmı başka yerlerde. Niye kaçıyorsunuz? Eğer dürüstseniz, samimiyseniz, suçlu değilseniz niye bu topraklarda değilsiniz? Bir kısmı da nerede, cezaevinde. Onlar da orada. Ne demiştik? İnlerine ineceğiz, inlerine. İndik mi? Ben şimdi buradan Paralel Devlet Yapılanması'nın içerisinde yer alanlara sesleniyorum, ey kardeşlerim hâlâ aldanıyor musunuz? Bölücü terör örgütüyle omuz omuza olan, bu sizi yönetenlerle hâlâ nasıl beraber oluyorsunuz? Bu Cumhuriyet Halk Partisi ile beraber olanlarla siz nasıl beraber oluyorsunuz? Bunlara biliyorsunuz, bir tanım getirdim. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavan ihanet. Bunların tanımı bu. Halk, onlara gönül verenler hakikaten samimi. Ama ortada tüccarlar var, onların sırtından himmetti, şuydu, buydu neleri götürdüler, neleri. Zekatı, sadakayı, himmeti her şeyi götürdüler. Ticaret. Üstünde de ne var? İhanet. İşte inanıyorum ki onlara gönül veren kardeşlerim de bir aldanmışlığın içerisinde. İnşallah fark ederler de yol erkenken dönerler." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sırasında Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile bazı milletvekilleri de bulundu.
ÖDÜL TÖRENİNE KATILDI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra Kültürpark'ta düzenlenen "Rize Ticaret Odası Ödül Töreni"ne katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmasının başında, konuklara TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın selamını iletti. Yüksek yargı organlarının başkanlarından oluşan misafirlerin, "Rize'de bir çayı tahlil edelim." dediklerini ve kendisinin de "Memnuniyetle" karşılığını verdiğini anlatarak, hep birlikte Rize'ye geldiklerini söyledi. Erdoğan, "İnşallah bu ziyaretimiz bu yönüyle de anlamlı olacaktır. Sadece sofralarımızda bir çay içmek değil ama bunun nasıl elde edildiğini, nasıl toplandığını görmek de o dünyaya, o dünyamıza ayrı bir zenginlik katacaktır. Misafirlerimize Rize'mizin yaylalarından çayına, yemeklerinden müziğine kadar tüm güzelliklerini yaşatacağımız bu ziyaretimizin, şehrimizin tanıtımına da önemli katkı sağlayacağına inanıyorum. Görmek, duymak, gelip geçerken uğramak başka, tüm güzellikleri yerinde yaşamak bambaşka." diye konuştu
ÜLKEMİZİN TAMAMINI KUCAKLAMAYA ÖZEL ÖNEM VERDİK
Rize Ticaret ve Sanayi Odasının, 2014'te en çok kurumlar vergisi ve gelir vergisi ödeyen, ihracat yapan, 40'ıncı yılını dolduran ve Türkiye genelinde 500 sanayi kuruluşu arasına giren kişi ve firmalarına ödül vereceğini söyleyen Erdoğan, ödül almaya hak kazanan tüm iş adamları ve firmaları, Türkiye ve Rize'ye yaptıkları hizmet ve katkılardan dolayı tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, hedeflerine 81 vilayetinin tamamının gelişmesi, kalkınması, büyümesi, üretimde, istihdamda, ihracatta ileriye gitmesiyle ulaşacaktır. Ülkenin bir bölümü çok ileri giderken, diğer kısmı çok geride kalırsa orada bir dengesizlik ortaya çıkar. Ama Rize inşallah bunu aşıyor, aşacaktır. Böyle bir dengesizlik beraberinde sosyal huzursuzlukları da getiriyor. Bunun için 2003 yılından beri yaptığımız her yatırımda, hayata geçirdiğimiz her hizmette, attığımız her adımda ülkemizin tamamını kucaklamaya, özel önem verdik." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin eski dönemlerinde, ciddi bir hastalık durumunda sağlık ocakları ve ilçelerdeki hastanelerin yetersiz kaldığını ve insanların Ankara ya da İstanbul'a gitmek zorunda kaldıklarını hatırlatan Erdoğan, "Bunları yaşadık mı? Yaşadık. Çünkü derdimize derman olacak imkânları ancak oralarda bulabilirdiniz de onun için." dedi. Hastanelerde muayene sırası, tetkik ve ilaç alma sıkıntılarının yaşandığı dönemlerin olduğunu anlatan Erdoğan, "Bugünleri yaşadık mı? Yaşadık. İçimizde bunları acımasızca yaşayan kardeşlerimizin olduğunu görüyorum. Fakat, hani eskilerin güzel bir ifadesi var ya 'hafıza-i beşer nisyan ile maluldür', yani insanoğlunun hafızası maalesef unutmayla malul, unutuyor ve o günleri biz çok çabuk unuttuk." diye konuştu. Bugün Rize'nin yapılan yeni hastaneler, ek üniteler, araştırma merkezleri, aile sağlığı merkezleri ile sağlık alanında çok farklı bir yere ulaştığını bildiren Erdoğan, "Hâlen yapımı devam eden hastaneler ve sağlık birimlerimizle inşallah Rize'yi bu alanda daha da ileriye götüreceğiz." ifadesini kullandı. "Eğitim konusunda yaşadığımız sıkıntıları hatırlıyor musunuz?" diye soran Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Okula gitmek için dere tepe saatlerce yol yüründüğü, üniversitenin adına ancak Trabzon'dan sonra rastlanabildiği günleri unutmadık değil mi? Bundan 30 yıl önce Rize'de '12 fakültesi, 6 yüksekokulu, 7 meslek yüksekokulu, 3 enstitüsü olacak, bu üniversitede 17 bine yakın öğrenci okuyacak' denseydi, 30 yılı da bırakın şöyle 15-20 yıl önce denseydi, acaba kim buna inanırdı? Hamdolsun 10 yıldır faaliyette olan üniversitemiz bugün bölgesinin ve ülkemizin en seçkin eğitim-öğretim kurumlarından biri olma yolunda ilerliyor. Okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise düzeyinde bin 674 yeni derslikle Rize'ye güçlü bir eğitim yapısı kazandırdık. İmam hatip lisemizin, pansiyonu ve spor salonuyla birlikte inşaatı sürüyor. İnşallah yakında onu da hizmete alacağız. Karadeniz Sahil Yolu'nu hatırlayın, göreve geldiğimizde yüzde 35'i bitmişti, kalan yüzde 65'i hamdolsun başbakanlığımız döneminde bitirdik. Rize'ye yaptığımız 104 kilometre uzunluğundaki bölünmüş yolları, inşaatları süren Ovit Tüneli’ni, Rize-İkizdere yolunu, Rize-Dağdibi yolunu sizler gayet iyi biliyorsunuz. Şu anda Ovit Tüneli hızla yürüyor, bitmek üzere. Lojistik tesisler, o da yapılacak."
HAVALİMANI İHALESİ BU YIL YAPILACAK
Bu yıl havalimanının ihalesinin de yapılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ihalenin yapılmasıyla Artvin ve Rize'nin bir bölge havalimanına kavuşacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanın Ordu-Giresun'da olduğu gibi aynı şekilde deniz üzerinde yapılacağını ve dünyadaki müstesna havalimanlarından bir tanesi olacağını söyledi. Erdoğan, "Havalimanının inşası ile ilgili teknik hazırlıklar bitmek üzere, adımı kararlı bir şekilde atacağız ve ihaleden sonra da yapımı süratle devam edecek." diye konuştu.
ÇAY ASIL KAZANÇ OLDU
Türkiye'nin neresine giderseniz gidin çay deyince akla Rize'nin geldiğine dikkati çeken Erdoğan, "Çayı ek değil, asli kazanç kaynağı haline getirerek, hem kalitenin yükseltilmesini hem de üretimin artırılmasını sağladık. Sadece geçtiğimiz yıl, ÇAYKUR aracılığıyla çay üreticilerimize ödenen bedel, 1,1 milyar liradır. Ayrıca, 2004 yılında destekleme kapsamına aldığımız çay üretimi için çiftçilerimize bugüne kadar 1,6 milyar lira nakit ve hibe desteği verildi." dedi. Çay üretiminde ve ticaretinde önemli bir yeri olan ÇAYKUR'u yeni yatırımlarla modernize ettiklerini ve büyüttüklerini dile getiren Erdoğan, Rize'nin çay üretimi konusundaki iddiasını her geçen yıl daha da güçlendirdiklerinin altını çizdi.
KİVİ VE FINDIĞA ÖNEM VERİN
Rizeli çiftçilerden kivi üretimine önem vermelerini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kivi olayını hafife almayalım. Çok bereketli bir ürün ve gerçekten bunun endüstrisini kurmak suretiyle de kivide Rize çok ciddi bir konuma ulaşabilir." açıklamasında bulundu. Şu anda bu konuda adım atan hemşehrileri olduğunu vurgulayan Erdoğan, bunun geliştirilmesi durumunda çayın yanında alternatif ürün olarak Rize'nin yeni bir adım atacağını söyledi. Erdoğan, aynı şekilde fındık konusuna da yönelinmesi gerektiğini işaret ederek tarımsal üretim için çiftçilere destek olmayı sürdüreceklerini bildirdi. Dere ıslahı, içme suyu tesisleri, doğal gaz, yüzde 80'i tamamlanan organize sanayi bölgesi, lojistik üs merkezi gibi çalışmalarla Rize'yi her alanda yeni ve önemli bir yere taşıdıklarını belirten Erdoğan, kent için bir diğer önemli konunun ise turizm olduğunu söyledi.
RİZE'NİN KADRİNİ KIYMETİNİ RİZELİ BİLMEDİ Kİ BAŞKASI BİLSİN
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Turizm, Rize için en az çay kadar büyük kazanç sağlama potansiyeli olan bir sektör. Rize aslında önemli bir destinasyon ama Rize'nin kadrini kıymetini Rizeli bilmedi ki başkası bilsin. Başbakan olduğum günden beri hep söylerim, Allah aşkına Rize'de ev mi yapıyorsun, ev yapıyorsan şu yerel mimariyle, özgün mimariyle bu evi yap. Rastgele böyle çıkıyor da çıkıyor, dikey mimariyle. Öyle mimari proje falan da yok. Kendi aklı ne el veriyorsa onu yapıyor. Sevgili hemşehrilerim, böyle bir şey olmaz. Bizim özgün mimarimizin, inanın kendisi burada çok ciddi bir çekim alanı oluşturacaktır. Nasıl Safranbolu, Beypazarı evlerine gidiyorlarsa, inanın Rize'ye sadece bunun için gelecek olanlar var. Çok böyle devlet başkanlarını, bazen kendilerine video çekimlerini gösterdiğimde 'Nerede bunlar?' diyorlar. 'Burası cennet' diyorlar. Ama bu cennetten ne için o insanları mahrum ediyoruz? Öyleyse eğer kendimize ev yapıyorsak 4-5 kat evi, çok da sondaj itibarıyla durumu uygun olmayan yere yapmanın anlamı yok. Ne zemin etüdü yaparlar, ne başka bir şey. Gelir kondurur, ondan sonra da sel felaketi olduğu zaman başlar devlete küfretmeye. Devletin suçu ne? Suç senin. Sen geldin bu şekilde yaptın. Kondurdun buraya, devleti suçlamanın bir anlamı yok, gel şunu bizim özgün mimarimize uygun yap iş bitsin." Bunların aşılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, sanayicilerden, tüccarlardan özgün mimarinin vatandaşlara anlatılmasını istedi. Yeni yeni oteller yapılmaya başlandığını bildiren Erdoğan, Rizespor AŞ'nin de bir otel projesi olduğunu ve yakın zamanda hayata geçmesiyle Rize'nin otelcilik alandaki sıkıntısını büyük oranda aşacağını kaydetti.
KENTSEL DÖNÜŞÜM DEĞİŞİM PROJELERİNİ BİR AYDER’E BİR DE UZUNGÖL’E YAPMAMIZ LAZIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, "Biz, kentsel dönüşüm değişim projeleri yapıyoruz ya bunlardan bir tanesini Ayder'e yapmamız lazım, bir tanesini de Uzungöl'e yapmamız lazım. Ondan sonra da diğerlerine bunu yaymamız lazım. Yapacağız, bunun başka çaresi yok." dedi. Yaklaşık 4 bin kilometrelik bir uzunluğa sahip Yeşil Yol Projesi'ne değinen Erdoğan, şunları söyledi: "Yeşil Yol Projesi'nin 650 kilometreye yakın bir bölümü Rize sınırları içerisinde. Bu projeyle bölgemizdeki doğal güzelliklere yerli ve yabancı turistlerin kolayca ulaşabilmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. Yaylalarımızda talebe cevap verecek tesislerin kurulmasıyla, tüm bölgemizle birlikte Rize'yi de her mevsim cazip bir turizm merkezi hâline getirecek adımları atmakta kararlıyız. Kim ne derse desin, biz bu adımları atacağız."
BÖLGEYİ TURİZME AÇMA PROJESİ TABİAT GÜZELLİKLERİNİN TAHRİBİ PAHASINA OLMAYACAKTIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tabiat güzelliklerinin tahribatına izin vermeyeceğini belirterek şöyle devam etti: "Bölgeyi turizme açma projesi, asla yaylalarımızın, ormanlarımızın, derelerimizin, yeşilliklerimizin yani bölgemizi değerli kılan tabiat güzelliklerinin tahribi pahasına olmayacaktır. Böyle bir teşebbüse önce ben karşı çıkarım. Elimizdeki güzellikleri kazanca dönüştürmek için ulaşımdan tesise kadar gereken yatırımları da yapmak mecburiyetindeyiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin her atılım döneminde olduğu gibi bugün de ayaklarına pranga vurulmaya çalışıldığını ve bu pranganın adının "bölücü terör örgütü" olduğunu söyledi. 2023 hedeflerini açıkladıktan sonra bu yolda yürümeye başladıklarında bir dizi engelin önlerinde sıralandığını ifade eden Erdoğan, Suriye'de yaşanan insani krizin, Gezi olaylarındaki teşebbüsün ve paralel ihanet çetesinin 17-25 Aralık darbe girişiminin aynı amaca yönelik birer hamle olduğunu söyledi. Türkiye'yi durduramadıklarını görenlerin, en can alıcı kozları olan terör örgütünü yeniden harekete geçirdiklerini kaydeden Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki geri kalmışlık ve bir kısmı da terörden kaynaklanan sorunları kökten çözme konusunda ciddi bir mesafe alındığını belirtti. Özellikle 2003 yılından itibaren bölgeye yapılan yatırımların, geri kalmışlık meselesini geride bıraktırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün eğitim, ulaşım ve altyapıda bölgenin, Türkiye'nin diğer bölgelerinde bulunan hizmetlerden daha geride olmadığını söyledi. Hakkâri'de bulunan Selahaddin Eyyubi Havalimanı'nın yapımı sırasında dört müteahhit değiştiğini anlatan Erdoğan, her müteahhidin, tehdit aldığı için bırakmak zorunda kaldığını belirtti. Havalimanına roket atılması ve alanın silahla taranması nedeniyle de Türk Hava Yollarının orada seyahatlerini durdurmak zorunda kaldığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Şimdi yeniden başlamak üzereler. Bunların insani, vicdanı... Hani diyorlar ya 'biz Kürtlerin temsilcisiyiz.' Hiç alakası yok, bunlar bir üst aklın kendilerine verdikleri talimat ile hareket ediyorlar. Temsilcisiysen niye yolları yapanlara engel oluyorsunuz? Havalimanlarını yapanlara niye engel oluyorsunuz, tehdit ediyorsunuz? Bu mühendisleri, öğretmenleri niye kaçırıyorsunuz? Camileri yıkanlar bunlar değil mi. Okulları yıkanlar, yakanlar bunlar değil mi? Oralarda okuyanlar benim Kürt kardeşlerimin evlatları değil mi? O camilerde ibadet edenler benim Kürt kardeşlerimin kendisi değil mi? Terör destekli, parlamentoda olan siyasilerle, ana muhalefet partisi şu anda iş tutmuş durumdalar. Ana muhalefet partisinin başındaki ne diyor? Şahsımla alakalı çok çirkin ifadeler kullanıyor. Diktatör vesaire gibi. Bir de o diktatöre şimdi bazı şeyler de ilave ediyor. Diktatör bozuntusu gibi ifadeler kullanıyor. Önce sen aynaya bak. Eğer diktatörün Cumhurbaşkanı olduğu ülkeyse Türkiye, sana bunu söyletmezler, sana bunu konuşturtmazlar ve burada yaşayamazsın. Âdeta ağızlarından salyalar akıyor. Kendilerinin de yanında olanların da. Bu millet yegâne karar vericidir demokraside. Bir taraftan 'Atatürkçüyüm' diyeceksin, seçim sandıklarından bir gireceksin çıkamayacaksın, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, çıkamayacaksın. Sadece hakaretle netice almak isteyeceksin. Ya alamazsın, bu millet sana yürü demez. Çünkü ahlaken sıkıntılısın."
REFERANDUMA GİDİLSEYDİ MİLLET YÜZDE 80'LE DERS VERECEKTİ
Milletin kendisine hizmetkâr olanı yolda bırakmayacağının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bak şu dokunulmazlıklarla ilgili ne dedi? 'Biz destekliyoruz.' dedi, değil mi? İşte iki gün önce yapılanda desteklediler mi? Desteklemediler ve iktidar partisiyle MHP beraberce yüklendiler, 350'yi, 54, 55'i, buraları yakaladılar. Bugün nasıl olduysa geri döndüler. Bir hikmet var ve bugün de hamdolsun 376'ya kadar çıktı. Böylece referanduma gitmeye gerek kalmadı. Şimdi tabii bu, yolu kısalttı. Ama referanduma gidilseydi ne olacaktı biliyor musunuz? Onu da söyleyeyim size, millet en az yüzde 70, yüzde 80'le bir ders verecekti. Onlar bunu gördü. Bölücü terör örgütünün desteklediği, o zaten hiç önemli değil. Onlar şu anda bu operasyonlarla devam eden süreçte kendilerine yeni bir gelecek hazırlamanın gayreti içindeler ama ben sevgili hemşehrilerime söylüyorum. Bu operasyonlar Güneydoğu'da Kürt kardeşlerimin, ülkemin neresinde olursa olsun, ister Gaziantep ister İstanbul'da, nerede olursa olsun nihai neticeyi alana kadar devam edecek. Şehitlerimiz var ama güvenlik güçlerimiz bu yola çıkarken hepsi hedefine şehadeti koydu. Bu şehitlerimizin karşılığını da bütün kardeşleri çok kararlı bir şekilde aldılar, almaya devam ediyorlar. Bire on değil, bire 20-30. Bu devam edecek. Bizim bir şehidimiz, bire 20, 30 filan, bunlarla ölçülmez, ayrı bir konu. Hesabın sorulması çok önemli. Biz bütün o bölgelerde inşallah, kentsel dönüşüm, bütün bunlarla beraber kimin kime dost olduğunu, kimin kimin temsilcisi olduğunu göstereceğiz. Bütün alt ve üstyapısıyla bölgeyi yeniden inşa edecek ve oralardaki mücadelemizi inşallah önümüzdeki süreçte çok farklı bir şekilde devam ettireceğiz."
BU ÜLKEDE DEMOKRASİNİN YOLU SANDIKTAN GEÇER
"Ana muhalefetin başındaki zat ne diyor? Kan bizimle başlamış. Bir başka konu oluyor, 'kan dökülür, kan' diyor." ifadesini kullanan Erdoğan, "Sen kimsin, önce haddini bil, bu ülkede demokrasinin yolu sandıktan geçer. Eğer kanla bu iş olacaksa, koltuk, dirsek teması içinde olduğun kişiler, onlar zaten bu işi yapıyorlar, onlar iktidar olurdu." dedi. Türkiye'de demokrasinin en ideal çıkış yolu olarak kabul edildiğini kaydeden Erdoğan, dokunulmazlıklar konusu başta olmak üzere terör örgütüyle veya onu destekleyen yapılarla birlikte hareket eden herkesin, gerçekleştirilen katliamların sorumluları olduğunu belirtti. TBMM'de anayasa değişikliği görüşmelerinin, lafta değil gerçekte kimin nerede, kimin yanında durduğunu göstermesi bakımından tam bir turnusol kağıdı işlevi gördüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Milletin karşısına çıkıp 'evet' oyu vereceğiz diyen, kendisine itiraz edenleri 'yeni bir taktiğimiz var' diyerek susturan zatın aslında tüm amacının bölücü örgütün milletvekillerini kurtarmak olduğunu hep birlikte gördük ama tutmadı." değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından ödül almaya hak kazanan iş adamı ve firma yetkililerine ödüllerini takdim etti. Ödül törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ile milletvekilleri, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Rize Valisi Ersin Yazıcı ve çok sayıda davetli katıldı.
DOKUNULMAZLIKLARA VE PARALEL’E YÜKLENDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Temenni ediyorum ki inşallah dokunulmazlıklarla ilgili bu oylama hayırlısıyla bugün neticelenir ve böylece 367 aşılmazsa 330 ile 367 arasında bir neticeyle çıkarsa o zaman nereye gidilecek? Bu işin asıl sahibi olan millete gidilecek. Ben inanıyorum ki benim aziz milletim gereken cevabı sandıklarda verecektir." dedi. Memleketi Rize'deki 2 günlük programı için dün öğle saatlerinde Cumhurbaşkanlığına ait özel uçakla Ankara'dan Trabzon'a gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon Havalimanı'nda Rize'ye hareketi öncesinde otobüsün üzerinden kısa bir konuşma yaptı. Beraberinde bakanlar Veysel Eroğlu ve Süleyman Soylu ile birlikte otobüsün üzerinden havalimanına kendisini karşılamaya gelen kalabalığa hitap eden Erdoğan, "Cumanız mübarek olsun, geleceğimiz aydınlık olsun. Kardeşlerim, bildiğiniz gibi bugün Rize'de sanayici, tüccar, iş adamlarımızın ödül töreni var. Bir diğer taraftan yine yüksek yargı organı mensuplarımız ile birlikte Rize seyahati yapalım dedik. Onlarla birlikte Rize'de olacağız. Bu vesileyle de sizlerin toplandığınızı duyunca selamlamadan geçemezdim.” dedi. Vatandaşların ilgi ve alakasının kendilerinin sorumluluğunu artırdığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bizler yıllar yılı bir şey söyledik. Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik dedik ve bu hizmet yolunda inşallah yorulmadan devam edeceğiz. Çünkü bu millet yeniden bir tarih yazıyor ve bu tarihi yazmaya devam edeceğiz. Dünyada modern ülkeler arasında yerimizi aldık. G-20 ülkeleri arasındayız. Biz bunlara doymuyoruz. İnşallah ilk 10 içerisinde de yerimizi alacağız. Bunu sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. Onun için heyecanınızdan hiç kaybetmeyeceksiniz. Onurumuzdan asla taviz vermeyeceğiz. Bu onur bu milletin onurudur. Bundan taviz vermeye kimsenin de hakkı yoktur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekili dokunulmazlıklarına ilişkin oylamaya da değinerek "Şu anda bildiğiniz gibi bugün dokunulmazlıklarla ilgili parlamentoda oylamalar yapılıyor. Temenni ediyorum ki inşallah dokunulmazlıklarla ilgili bu oylama hayırlısıyla bugün neticelenir ve böylece 367 aşılmazsa 330 ile 367 arasında bir neticeyle çıkarsa o zaman nereye gidilecek? Bu işin asıl sahibi olan millete gidilecek. Ben inanıyorum ki benim aziz milletim gereken cevabı sandıklarda verecektir." dedi. Erdoğan, vatandaşları Rabia işareti yaparak, şunları kaydetti: "Bizim bir Rabia işaretimiz var. Bu Rabia'da neler var? Tek millet. 79 milyon biz tek milletiz. Türkü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Roman'ı, Boşnak'ı...79 milyon tek millet. İkincisi tek bayrak. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi. Bu bayrağın dışında bayrak asla kabul etmeyiz ve bunun dışındakiler bizim nezdimizde paçavradır. Bunun da böyle bilinmesini istiyoruz. Kimse bizden farklı bir şey beklemesin. Üç, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Dolayısıyla bu topraklar uğrunda nice şehitler, şehit kanları verdiğimiz yerdir. Onun için tek vatan. 780 bin kilometrekare ile tek vatan ve dört, tek devlet. Bizim tek devletimiz var, Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Bunun dışında devlet asla. Neymiş o, paralel devlet. Ne demek o? Ne işin var senin Pensilvanya'da? Neymiş, hocaymış. Hoca, geç mihraba, mihrapta çalış ya. Orada ne işin var?" Erdoğan, Paralel Devlet Yapılanması kapsamında bazı kişilerin ülkeden kaçtığını dile getirerek "Türkiye'nin dışında değişik yerlerde dolaşıyorlar. Niye? Ne demiştik, hatırlıyor musunuz? Trabzon'da, burada yaptığım konuşmada, inlerine gireceğiz demiştik, hatırlıyor musunuz? Kaçan kaçıyor, yakalananlar da cezaevinde ama hâlâ devam ediyoruz. Daha bitmedi. Daha çok işimiz var, bunu da söyleyeyim. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Niye? Bunlar öyledir ki düşünebiliyor musunuz, bu Paralel Yapı şu anda bölücü terör örgütüyle omuz omuza. Bakıyorsunuz onlarla omuz omuza, bakıyorsunuz CHP ile omuz omuza, yani nerede tutturursa oradan gidiyor. Ama biz ilahi emrin muktezası nedir, 'Emrolunduğun gibi dosdoğru', biz öyle gidiyoruz. Rabbim bizi bu sıratı müstakimden ayırmasın." diye konuştu. Birlik ve beraberliğin önemine işaret eden Erdoğan, sözlerini "Bir olacağız, iri olacağız, beraber olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, her birlikte Türkiye olacağız." diyerek tamamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması, tezahüratlar ve sevgi gösterilerinde bulunan vatandaşlarca zaman zaman "Dik dur, eğilme. Bu millet seninle" sloganlarıyla kesildi. Erdoğan, konuşmasının ardından helikopterle Rize'ye hareket etti.