Pekşen konuşmasında şu hususlara değindi: Türkiye'nin beş büyük sektörü var; bunlar tarım, turizm, otomotiv, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri ve tekstil. Şu anda, özellikle Rusya uçak krizi sonrasında turizm ve yurt dışı müteahhitlik hizmetleri sektörlerinde Türkiye artık büyük bir ekonomik krizle karşı karşıyadır. Turizmde aşağı yukarı yüzde 38'lik bir rezervasyon kaybı yaşanmakta, müteahhitlik hizmetlerinde de yalnızca Rusya'yla 62 milyar dolarlık kontrat kaybettik. Bütün bunlar olurken hükümetin bunlara ilişkin nasıl bir tedbir aldığını, bu krizlerin sektörlere yansımasını, sektörlerin çökmesine engel olmak için neler yaptığını da merak ettik, ancak bugüne kadar elle tutulabilir, ciddiye alınabilir hiçbir tedbirin olmadığını görüyoruz. Şimdi, çok kıymetli milletvekilleri, elimde 21/9/1992 tarihinde görevde olan rahmetli Demirel Hükümetinin bir YPK kararı var. O tarihte de Irak'ta, Türkiye'nin birçok şirketi Irak politikası sebebiyle krize girmiş, o tarihteki YPK toplanıyor. Hükümet o dönemde demiş ki: "Bu şirketlerin sektörde ayakta kalabilmeleri için vergi borçları, SSK borçları, banka kredi borçlarının yapılandırmaları, yurt dışındaki alacaklarının Eximbank tarafından ıskonto edilmesi ve faizsiz krediyle, ucuz kredilerle desteklenmeleri çok önemlidir." Çünkü bu şirketler sektörden bir kez çıkarlarsa yeniden o piyasanın, o pazarın içerisine giremeyeceklerini Hükümetimiz biliyormuş. Şimdi, Rusya'da müteahhitlik hizmetlerinde kaybımız büyük; tekstilde Denizli, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep gibi illerimiz de kaybımız büyük. Turizmde de kaybımız büyük; müthiş bir rezervasyon kaybı var. Siz yalnızca Türkiye'ye gelecek olan uçaklara 6 bin dolar destek veriyorsunuz. Arkadaşlar, gelmeyen turisti taşımayacak uçağa 6 bin dolar yakıt desteğinin hiçbir anlamı yoktur. Bu, yalnızca spesifik bir destek veriyormuş gibi davranıştır. Biz 2000 yılında... 1999 yılında da benzer bir krizi depremle birlikte yaşadık. O zamanki Hükümet yurt dışı tanıtımlara büyük destek verdi ve o zaman da YPK kararıyla birlikte bu sektörlerin ayakta tutulmalarıyla ilgili çok ciddi önlemler aldılar. Şu anda özellikle Samsun'da ve Milletvekili olarak görev yaptığım Trabzon ilinde meyve, sebze ihracatının yüzde 37'si gerçekleştiriliyor ve ne yazık ki o sektörde görev yapan şirketlerin çok büyük bir kısmı battı. Yalnızca Trabzon'da, Samsun'da değil elbette, Mersin'de de Denizli'de de çok sayıda lojistik şirket ekonomik krizin içerisinde çöküyor. Bu şirketlerin ekonomiye yeniden kazandırılması kolay iş değildir. Hükümetin bunlara yönelik tedbir almaması doğrusu izah edilebilir bir durum değil. Üstelik de bu sermaye grupları, Türkiye'nin bu sanayi gruplarını temsil eden önemli sanayicilerimiz de aynı zamanda Hükümetin siyasi partisine oy vermişlerdir. Şimdi, o insanların büyük bir acziyet içerisinde, çaresizlik içerisinde olduklarını biliyoruz. Bunlara ilişkin, ivedilikle bir YPK önleminin alınmasını öneriyoruz ama bu hazırlıkları yapmanızda eğer destek isterseniz bu konuda her türlü desteği sağlamaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum.
YATIRIM ADASI UNUTULDU MU?
Sayın Bakanım Fikri IŞIK bu arada Plan ve Bütçe Komisyonundaki vizyon planınızı da paylaştınız. Buna ilişkin de bir şey söyleyeyim. Benim ilim Trabzon'a geldiniz, orada bir yatırım adası vaadinde bulundunuz. Bunun içerisinde yatırım adasını göremedim. Acaba unuttunuz mu, yoksa yatırım adası, seçimlerin yapılmasıyla birlikte yattı mı? Biz Trabzonlular size bu konuda tolerans tanıyacağız. Bu yıl unuttuğunuzu farz ediyoruz. Umuyorum, gelecek yılki bütçenin içerisine koyarsınız ama koymazsanız, emin olun, Trabzonlular unutmaz, takip edeceğiz.