Usta Trabzonspor’da bir miladı başlattı

TRABZONSPOR İÇİN MİLAT OLSUN

Usta bir önceki seçimde de, ‘Trabzonspor’un çok şeye ihtiyacı var ama önce itibarını en üst düzeyde tutmaya ihtiyacı var’ diyorduk. İtibar, ahlak, erdem, dürüstlük, ilkeli olma her şeyin üzerinde. Trabzonspor’un bunu fazlasıyla hak ettiğini, mütevazı bir Anadolu şehrinden bu kadar büyük bir başarının çıkmasına sebep olan, büyüklerimize saygı adına da buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bugün daha fazlasını yapmak zorundayız. Bu makamlar Türkiye’de o genç nesillere örnek olmak için ağır makamlardır. İnsanların statükolarını sürdürmeleri, pozisyon almaları için, damaklarındaki tadı unutamama adına ne olursa olsun bu mevkilere gelebilmek adına ne olursa olsun her şeyin mubah görüldüğü bir yer değildir. İşte bu sorumluluk duygusuyla bir takım bilgileri paylaşmak istedik. Bu toplantıda sadece ve sadece bir tek amacımız var; her şey için, hepimiz için çok önemsediğimiz Trabzonspor’un yarınlara daha sağlıklı, kaliteli, istisnai başarılı bir şekilde yürüyebilmesi için bu bilgilere hepimizin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Çünkü olağanüstü bir bilgi kirliliği içindeyiz. Burada belki bizim de hatamız olabilir, bu bilgi kirliliğinin ortadan kalkması için belki eksik bilgiler aktarabiliriz ama doğrular ve doğru bilgiler üzerine yürümenin hepimizin temel ilkesi olması gerektiğin ve buradan yarınlara ışık tutması adına hepimizin değeri olan Trabzonspor’la ilgili notları herkesin detaylı bir şekilde kaydetmesini istiyorum. Bunun tarihe bir not olarak düşmesi gerektiğine inanıyorum. Ve bugünden sonra bu bilgilerle birlikte Trabzonspor için yeni bir milat olmasını diliyorum.”

NURİ ALBAYRAK

Başkan Usta Nuri Albayrak’ın ibra edilmediği döneme vurgu yaparak, “Etik, ahlak dedik ya, Nuri Albayrak’ı bir camia olarak ibra etmedik. bu ayıbın en ağır ayıp olduğunu ve bu yapılanın tarihimizde nasıl bir iz bıraktığını dilerim herkes buradan bir kez daha görmüş olur da bundan sonrasına sadece Trabzonspor’un menfaatleri adına bakabilmeyi ve kör gözleri aydınlatabilmeyi buradan görmüş oluruz. Trabzonspor camiası adına Nuri Albayrak’tan herkes için ‘Lütfen kusura bakmayın size yapılanlar hiç doğru olmadı biz bunu camia olarak yaptık’ diyerek devam ediyorum.”

YÖNETİMLERİN BORÇLARI

Nuri Albayrak döneminde kulübümün borcunun 22 milyon Euro olduğunu söyleyen Usta, “2008 yılından 2013 yılına geldiğimizde Sadri Bey’in başkanlık yaptığı dönemlerde borcumuz 75 milyon Euro.  İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Sadri Bey’den kulübü devraldığı dönemdeki borcumuz 75 milyon Euro’dan 156 milyon Euro’ya çıkıyor. Kulübün bu borçlanma seviyesine baktığımızda; eğer bu yönetim felsefesi böyle devam ediyor olsaydı; Trabzonspor’un bugünkü borcu da 250 milyon Euro olurdu. Yani şu anda kara propaganda ile Trabzonspor’un borcu 1 katrilyon deniyor ya işte bu olurdu. Ben buradan şunu görüyorum; aslında bunu söyleyenler bir anlamda doğru söylüyor, çünkü geriye doğru baktıklarında trend böyle gidiyor. Bugün aynı şekilde bu yönetim tarzları devam ediyor olsaydı biz 250 milyon Euro’yu yani 1.3 katrilyonu görürdük. Bu kara progpagandaları duydukça söyleyebileceğim tek şey, ‘Yazık arkadaşlar, Trabzonspor’a yazık günahtır’ olur.”

SPOR YASASI ARTIK ÇIKMALI

Türkiye’de son yıllarda bir spor yasası çıkartılmaya çalışıldığını ancak bunun bir türlü gerçekleşemediğini söyleyen Usta, “Gelen yöneticilerin mali sorumluluğu olsun, yani aldıklarının üzerinde bir borç yaparlarsa bunu ceplerinden ödesinler. Ama bu Türkiye’de bir türlü çıkmıyor. Geçtiğimiz günlerde söylemiştim bir kez daha ifade ediyorum, yönetim kurulum adına kanun çıkmak zorunda değil sizde vicdan ahlak, etik karakter, sorumluluk duygusu varsa kanunu ne yapacaksınız, kanuna ne gerek var ki, bir yönetimin kulübüne ve milyonlarca taraftarına yanlış yapmaması için kanun mu çıkması gerekiyor” diye konuştu.

BİZ 156 MİLYON EURO

İLE DEVRALDIK

Trabzonspor tarihinde ve belki de Türkiye tarihinde, biz 156 milyon Euro ile aldığımız borcun o seviyenin daha altında yaklaşık Mart ayı sonu itibariyle yani kongremiz yapılacak ama şubat ayı sonuçları ile yapılacak. Üstüne Mart ayı maliyetlerini de koymak kaydıyla yaklaşık 150 milyon Euro ile kapatacağız. Yani 750 milyon civarında. Yazık günah değil mi, aday olmak isteyenler dahil olmak kaydıyla konuştukları şeylere bakın. İşte size tüm Türkiye Cumhuriyeti’nin huzurunda sesleniyorum. Bu kulüp bizim. İşte bu yönetim kurulu böyle bir yönetim kuruludur. Trabzonspor’a zarar verecek en ufak bir şeyin içerisinde olmadık, olmayacağız tarihe de böyle geçecek bu” dedi.

Trabzonspor’da eski yönetimlerin mali tablolarına ilişkin açıklamalar yaparak içinde bulunulan durumları da anlatan Başkan Usta, “Bütün başkanlarımıza öncelikle teşekkür ediyorum. Tabiki içlerinde olağanüstü işler çıkaranlar da var. Trabzonspor’a emek veren herkes saygılıyız. Biz geleceğe ışık tutmak için her şeyimizi belirli bir üslup içerisinde, itinalı bir şekilde az önce söylediğim o etik kurallar çerçevesinde yarınlardaki gençlerimize iyi bir Trabzonspor bırakmak adına analiz etmek zorundayız. Analizleri yapmazsak bunun bedelini çok ödedik daha çok ödemeye devam edeceğiz. Sadri Bey’in peş peşe dönemlerini düşünün. Yani şöyle bir moda olmuş ki bu Türkiye’nin her tarafında sonra çeşitli nedenlerle ayrıl, ben yapmadım o yaptı, bu nasıl bir basitliktir, böyle bir dünya olabilir mi?  Bir ekip geliyor günahı sevabıyla o işi taşıyor, yükün altına girdiyse aslanlar gibi de mücadelesini sonuna kadar verir. sonuna kadar ve günahı ve sevabıyla toplumun önüne çıkar. Yok ‘Ben küstüm, aynı anda ritmik horonu beraber oynayamadık’ falan filan. Ondan sonrada da hiçbir şey yokmuş gibi devam ediyoruz. Böyle bir şey olabilir mi?

Kulüpler transfer politikaları yani aldıkları oyuncuların bonservisleri, menajerlik, imza ücretleri yüzünden batar. Ve kendi dönemlerinde satılanlara baktığında ikisinin arasında ne kadar açıklık varsa kulüp aşağı-yukarı o kadar ‘batar’. İşte Trabzonspor’un bu dönemde almış olduğu ve satmış olduğu oyunculardan vermiş olduğu açık 52.6 milyon Euro.

Bu dönemde aynı zamanda bizim yaklaşık borsada 30 milyon Euro civarında hissemiz satıldı. Şampiyonlar Ligi’nden 25 milyon Euro geldi, altyapıdan gelen Gökdeniz yaklaşık 7-8 milyon Euro’ya satıldı. Bütün bu paralar aynı dönemdeydi

HACIOSMANOĞLU DÖNEMİ

77 milyon Euro’dan 156 milyon Euro’ya. Aradaki fark 52.5 milyon Euro. Bizim dönemimizde aradaki fark 25 milyon Euro.

Burada bazı kişiler var örneğin Nevzat Aydın Sadri Şener’le de vardı benimle de var. Mehmet Yiğit Alp, Önder Bülbüloğlu. Aynı mantıkla 156 milyon Euro ile alıp 150 milyon Euro ile inşallah devredeceğim. Biz de 25 milyon Euro açık verdik. Biz bu açığı verirken niye borcumuz artmıyor. Ya cebimizden kapatacağız ya kaynak aktaracağız ya proje geliştireceğiz.

Bizim dönemimizde yönetim kurulumuz Trabzonspor’un kasasına yaklaşık 200 milyon lira koydu. Bunun önemli kısmı sponsorlukla, diğeri ihtiyaçlarına istinaden çok önemli projeler yaptık. 25 milyon Euro ile ilgili tüm kamuoyuna şunu vadediyorum; Biz o 150 milyon Euro ile gelirken eğer böyle devredeceksek sözüm söz, demek ki o açıkları da kapatmamız lazım. Biz bu açıkları kiminle yaptık, ilk dönem transfer komitesinin başında sayın Nevzat Aydın vardı. Ona da yazdım “Bunu beraber kapatacağız, yarısı sana yarısı bana. Öyle ‘Küstüm, gittim, hadi bana eyvallah’ öyle bir şey yok, öyle olduğu için zaten eskiler böyle oldu. Haa Sayın Aydın, ‘Ben gittim, sen düşün’ derse söz ben kapatacağım. Ama o ilk başta söylediğim ilkeler varsa herkes üstlenecek. Çünkü kulüpler bizlerin oraya gelip koca camiaları ekonomik olarak çökertme yerleri değil. Ben ayrıldım, artık kalanlar düşünsün’ yeri hiç değil. Ben sorumluluk sahibi olan her bir arkadaşımızın bizim dönemimizle ilgili yapması gerekenleri olduğunu düşünüyorum. Biz belki de Türkiye’de ilk defa borçluluk seviyesindeki önceki döneme göre bütün sorumluluğunu alarak daha düşük seviyede veya en kötü o seviyede bırakmak üzere ilke sahibi bir yönetimiz.

YÖNETİME DEĞİL TRABZONSPOR’A YAPILANLAR...

Malatya maçı sonrası13. sıradaki Trabzonspor’da yaşananlar, o gece yapılan girişim yönetime değil Trabzonspor’a yapılan bir şeydi. Rezillik ne olacaksa olsun, biz ayrıldık bunlar da rezil olsun, sıradan bir mantık. O geceden sonra benim iki arkadaşıma herkesin tanıdığı kişiler gelip, ‘Yönetimi düşürmeye bu sayı yetmedi, Trabzonspor’dan alacaklarınıza bir kefiliz ayrılın bu yönetimi düşürün’ diye bu girişim devam etti. Bu girişim bize karşı olan bir şey değildi, paramparça olacak bir Trabzonspor içindi. O Malatya maçının operasyonu başarılı olsaydı geçmişte yaşananları  yaşayacaktık. O günden bugüne kasaya 99 milyon para girdi. O kadar paraya ihtiyacımız oldu. Malatya gecesinden bugüne kadar Trabzonspor’un kasasına hiçbir yerden bir lira gelmezken o günden bugüne bu kulübün 100 trilyona ihtiyacı vardı. O gece bu kulüp, bu yönetim dağılsaydı Allah aşkına şu Trabzonspor ne olurdu, nasıl böyle bir şey olabilir? İnsanın aklı almıyor. Şimdi bunu yapanlar dün bir beyanat vermiş. Allah’ın terazisi var, paramparça olursunuz orada. Muharrem Usta ve yönetiminin ne olduğunu burada görüyorsunuz. Adalet terazisinde perişan olursunuz. Bu kulübe zarar verecek her şeyin Muharrem Usta ve yönetim olarak sonuna kadar karşısında aslanlar gibi dururuz. Öyle bir şey yok. Muharrem Usta ve İbrahim Hacıosmanoğlu tabirini kullanan, kendisine dönüp bakacak, ‘bu kulübe nasıl bir katkısı oldu’ Yönetim kurulu 200 milyon para bulurken, ne katkı verdiniz de bugün bunu konuşma hakkını kendinizde gördünüz, ne yaptınız?. Bu kulübe kimse zarar vermeyecek hepsinin camia olarak karşısında olmamız lazım.  Eğer bu iş ihtirasla, kavga ve gürültüyle, şahsi menfaatle, bu koltuğun tadı muhteşemmiş diye yola çıkılacaksa bu kulüpte herkes karşısında durur, yok öyle bir şey.”

TEK MÜLKÜMÜZ TESİSLER

Trabzonspor’un şehirdeki küçük gayri menkulleri dışında tek gayri menkulünün Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri olduğunu söyleyen Usta, “Biz de yönetime geldiğimizde, ‘Kartal ve Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’ demiştik. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri orada, biz oraya hiç dokunmadık, dokunulmasını da bilmiyorum, o camianın kararıdır. Ben dokunmadım, tek mülkümüz de burası. Sürekli Kartal deniyor. Kartal’da arazimiz yok, orası bizim değil. Devletin yeri, kiralık. Türkiye Cumhuriyeti’nde Kartal gibi arazi, vatandaşların da böyle yerleri var, dolu.

Biz Kartal’da ne yaptık; Opet’e borç vardı ya, 15.5 dönümün 2.5 dönümü benzin istasyonu idi, kapanmış, ruhsatı iptal edilmiş, Opet’e de milyonlarca lira borcumuz var. Önce Milli Emlak’tan 33 milyon liraya satın aldık. Opet’le oturduk 25 milyon dolara anlaştık, alacak-verecek kapattık. Bir de göreyim ki yönetimlerde gördüğünüz resimlerden oluşan bir grup İstanbul’daki Tapu Müdürlüğü’ne giderek, ‘muharrem Usta bu işi nasıl yaptı, yasalyarı deldi’ diye. Oradan beni arayıp, ‘Şu isimler burada ne yapalım?’ Ben şok geçirdim. Arkadaşlar yasa dışı iş yapacak kadar bu ülkede kapalı kapılar arkasında yaşamış değiliz ki biz. Yasa nedir biliriz, düzen nedir biliriz.

BİZİM OLMAYAN KARTAL

Geriye 12.5 dönüm bir yer var, buranın Trabzonspor tarafından alınıp buradan da inşaatla ilgili bir proje geliştirilebilir. Ancak biz gelmeden önce başlatılan bir ekspertiz var. Yani burası alınırsa kaça alınacak diye. Bu ekspertizle birlikte oranın dönümü 11.5 milyon olarak devletin kayıtlarına girdi bizden önce. 11.5 milyona burayı alıp proje geliştirip Trabzonspor buradan para kazanabilir mi, kazanabilir de, astarı yüzünden pahalıya gelir. Türkiye’deki en önemli inşaat firmaları ile saatlerce oturup bu çalışmayı yaptım, hiçbirisi bu işe girmedi. Haliyle bir sonraki yönetim her kimse, bizim beceremediğimizi becerir, malımız-mülkümüz olmayan Kartal’ı bu fiyatlarla alır, üstünde proje yapar, Trabzonspor’a bir şey elde eder mi? Trabzonspor’un keşke mülkü olan değerlenebilecek gayri menkulleri olsaydı bu asla bizden önceki yönetimlere bir sitem değil, bu camia olarak hepimizin sorunudur, olmadı, olamadı. Kartal’ın durumu da budur.

DEVRALDIĞIMIZ VE BUGÜNKÜ TAKIMIMIZ

Biz bir takım devraldık. Biz isteseydik bunu herkes duysun, Yusuf Yazıcı, Abdülkadir Ömür, Okay Yokuşlu ve Ogeny Onazi’den oluşan 4 oyuncumuzu 40 milyon Euro’ya satabilirdik.  İstesem gidene kadar da atarım bu imzayı. Ama yapmayacağız. Biz ya da başkası kim geliyorsa bunlar onlara kalsın. Onlar ne yaparlar, ne olur, gelen biz kalırsak ne olur, onu bilmiyorum. Keşke bize de yönetime geldiğimizde şöyle bir şeyler olsaydı. Bugün Türkiye’de yıllar sonra Trabzonspor Milli Takım’a en fazla  oyuncu gönderen takımdır. Yıllar sonra Trabzonspor ligde neredeyse en çok yerli oyuncuyla oynayan takımdır. Bu haldeydik, burayı kimse gözünden ayırmasın. İnsaf...

100 BİN LİRALIK KREDİ KARTI İLE HARCAMA

Bu kulüpte sayman adına, bilmem kim adına kredi kartları vardı. Limitleri de, 100 bin dolar. Ben önemli bir işadamıyım. Ömrümde hiç 100 bin dolarlık kredi kartım olmadı.  Bu kartla Türkiye’ye ve dünyaya Trabzonspor için seyahatler yapılıyor. Transfer görüşmesine Trabzonspor için gidiyorsunuz. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli ülkelerine gidiyor, bu kartla ödüyorsunuz. Ben bunların hepsine döndüm baktım. Bu kulüp bu hale öyle basit gelmedi. Bu borçlara öyle gelinmedi yani. Oturursun, gerekirse Trabzonspor adına cebinde kredi kartı olur, Trabzonspor için harcarsın, git kendi cebinden harca. Siz almaya mı geldiniz buradan. Gidin biraz verin”

ÖRNEK OLMAYA ÇALIŞTIK

Kulübe başkan olduğumdan beri özellikle gençlere örnek olmaktan bahsediyorum. Çok şükür Türkiye’nin neresine gitsek hem Trabzonspor’un olağanüstü iyi temsil edildiğini, hem de her kulübün taraftarları tarafından çok da fazlasıyla bu koltuğun iyi temsil edildiğini görebilecek kadar dünyayı gören birisiyim. Ve bugün de hala o sözler üzerine yürüyorum. Diyorum ki, ‘burada bir mantık var, kulübe gelip yönetiyoruz, biraz versek ne olur, kredi kartı nedir? Bizde Nevzat Aydın transfer görüşmelerine gitti de Trabzonspor’un kartı ile mi ödeme yaptı, gitti cebinden ödedi. Muharrem Usta dünyayı dolaştı, ayıptır yahu, bu nedir? Mantık mantık, oradan buraya geldik.”

KARA PROPAGANDACILAR VE DARBE GİRİŞİMLERİ

Başkan Usta, özellikle kulübün borç konusu üzerinde bir kara propaganda yapıldığını hatırlatarak, “Bir kara propaganda, dedim ya anlayış ‘önce yık’ Bizim o Malatya gecesi sadece bir örnek. Bu yönetimin yıkılması ile ilgili neler yapılmadı. Malatya’da fırtınanın içinde darbeyi yedik 5-10 gün sonra Divan başkanı bize ikinci bir darbe tehdidinde bulundu, ‘sayınız yetmiyor, yakarım, yıkarım, el koyarım Trabzonspor’a burada duramazsınız’ Böyle bir şey olabilir mi?  Yıkılsın. Ben daha sonrasında Trabzonspor’un akil abilerini kulüpte toplantıya davet ettim. Toplantı yaptık. O toplantıdan sonra zaten kongre yapmamız gerektiğini yüzde yüz gördüm, ama ben orada da sordum, ‘yarın ne olacak? Bugün söylenenler neden yönetimler zamanında söylenmeyip destek olunmuyor” dedi.

FUTBOL CAMİASININ İÇİNDEKİ HAYSİYET CELLATLARI

Makamlara oturanların milyonlarca insana karşı sosyal sorumluluk sahibi olarak oturduğunu dile getiren Başkan Usta, “Futbol camiasının içinde maalesef haysiyet cellatları var. Bunların özellikleri şu, vakti zamanında bir şekilde bu koltuklardan bir tat almışlar, bu tat geçmiyor. Bu nasıl bir tat, nasıl bir şeydir. Böyle olunca, ne olursa olsun o makam mevkiler kaçınılmaz şekilde yakalanması gereken yerler konumunda. Bu haysiyet cellatları tüm Türkiye’de şunu yapıyorlar. Cephanelikteki silahları gencecik gençlerin eline verip ‘hani bunlara sövün’ diyor. Bu her kulüpte var. Ben çok dayandım ama en sonunda mahkemeye verme kararı aldım. Mahkemeye verdiğimizde direkt ceza ile karşı karşıyalar. Bilindiği gibi uzlaştırma komisyonları var. Bu küfreden çocuklarımızın anne-babaları ile yazdıkları dilekçeler bize o komisyondan geliyor. ‘Lütfen affeder misiniz? Tabiki affederiz, bu çocukların suçu yok ki. Tıpkı terör örgütleri gibi silahı ellerine vermişler, ‘sövün’ diye. Burada bütün Türkiye’deki genceler hitape diyorum, ‘Gençler lütfen, eline silah tutuşturulan çocukları örnek almayın. Siz akıllı olun. Onların arkasındaki haysiyet cellatlarını görün. Görün ki 18 yaşında hayatınızı karartmayın, görün ki eğitimin değerini anlayın, görün ki başkanları sorgulayabilin. Ey gencecik nesiller, ey bütün takım taraftarları, sizlerden gerçekten abiniz olarak rica ediyorum, tuzağa düşmeyin, tuzağa düşmek bir silahlı örgütte tuzağa düşmekten daha kötüdür, bir ülkedeki gencecik çocukları bu hale getirmek. Çünkü onlar eğitimden daha önemli olarak küfretmenin değerli olduğunu zannediyorlar. Ve bu bir virüs gibi yayılıyorlar. Bunu arkalarındaki haysiyet cellatları yapıyor. Görelim o haysiyet cellatlarını. Tüm kulüplerde yazıklar olsun onlara.

50. YILDA ŞAMPİYONLUK HEDEFİ

50.yılda şampiyonluk hedefinin olması gerektiğinin altını çizen Başkan Muharrem Usta, “Evet böyle bir hedefimiz oldu çünkü olması gerekiyordu. Trabzonspor’un şampiyonluk diye bir hedefi bir kriminal olay oldu. Trabzonspor nasıl şampiyonluğa oynar? Oynar be kardeşim oynar, çok çeşitli nedenlerle şampiyonluk elimizden gitmiş olabilir. Ama iyi bir takımımız var, devam edersin, üzerine koyarsın. 5 takım şampiyonluk parolasıyla çıkıyor. Başakşehir, Fenerbehçe, Galatasaray, Beşiktaş ‘şampiyon olacağım’ diyor, Trabzonspor’da yasak. Yasak hemşehrim yasak. Ya da ‘söz verdin niye yapmadım?’ Söz verdin yapmadım, bu bir iddiadır, yapabilirsin, yapamayabilirsin, gerekçeleri olur, bu sene olmaz, gelecek seneye olur. Trabzonspor bunu yapacak, yapması lazım” şeklinde konuştu.

KARA PROPAGANDADA EN BÜYÜK OPERASYONLAR MENAJERLER ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLDÜ

Başkan Usta kara propagandanın en büyük operasyonunun menajerler üzerinden yapıldığını ifade ederek şunları söyledi: “Kulüp adına üretilen sahte evraklarla oyuncuya Trabzonspor üzerinden gitti diye bir sahte evrak.. Bu sahte evrak üzerinden bir fırtına koparılıyor, öyle bir kara propaganda ki haysiyet cellatlığı ne ki, bunun adı yok, tanımı yok. Bir yönetim kurulu düşünün; kulübe 200 milyon lira katkı sağlıyor, 200 milyon katkı sağlayan bir yönetim kurulunun menajerle işi olur mu, bu nasıl bir kafadır, nasıl bir şeydir? Ama ben bunu Trabzonspor Basketbol’da da yaşadım. Trabzon tarihinde ilk defa basketbolda Final Four’a ev sahipliği yaptı. Final oynadı, son salisede kaybetti. 1 milyon-1.5 milyon lira kulübün geliri oluyordu, 15 milyon lira gideri oluyordu. Bu 13.5 milyonu biz yönetim kurulu olarak hallediyorduk. O zaman da aynısını yapıyor, ‘Menajerlere para yedirdiniz’ diyorlardı. Zaten 13.5 milyon lirayı yönetim kurulu vermiş, verdiği paradan menajere para mı veriyor, bu nasıl bir kafadır?

AHLAKSIZLIK HER SEKTÖRDE AYNI ORANDA

Ahlaksızlık diğer sektörlerde ne kadarsa menajerlerde de o kadar var.  Burada aslolan şu; karşınızda kim olursa olsun, siz kendinize güveniyor musunuz, adam mısınız? Adamsan karşındaki sahtekar da olsa önemli değil. Sahtekar değil, o oyuncuyla bağlantısı varsa görüşürsün, konuşursun, her şeyi de yaparsın. Sen adam mısın, sen ona bak. Adamsan hiçbir çekingen olmaz, herkes gibi konuşursun. O dünya o, o dünyada birbirine karşı olanlar yarın bir oyuncuda beşi bir araya gelebilir. Bu sanayide de gazetecilikte de böyle, dünyanın her tarafında böyle. Sen kendinden emin misin. Diyorum ki, bir yönetim kurulu tarihinde ilk defa bu kadar büyük katkı sunacak kulübüne ve menajerlerle bu yöneticilere laf diyeceksiniz, hadi be! Yazıktır, günahtır…

TRABZONSPOR’A TÜZÜK GEREKLİ

Trabzonspor’a bir tüzük gerektiğini söyleyen Usta, “Asbaşkanımız ve onun önderliğindeki bir ekiple beraber Divan Kurulu’yla tüzük değişikliği yapılsın diye çalışmalar yaptık. En son 68. maddede uzlaşıldı. Benim, ‘Yönetici sorumluluğunu tüzüğe koyalım, kongre mayıs ayında yapılsın’ şeklinde bir önerim oldu. Bunu yönetim kurulu odasında davet ettiğim Trabzonspor’daki önemli kişilere de söyledim. Ama onların cevabı, ‘Hayır doğru zaman aralıktır’ dediler. Ben buna katılmıyorum. Devre arası kongre bir kulübe verilebilecek en büyük zarardır. Kongre tarihi Mayıs olmalıdır. Mayıs’tan itibaren takımını gör, ara dönemde toparla, yeni sezona başla.

‘Muharrem Bey madem Kongre Mayıs ayı, siz niye Nisan ayında kongreye gidiyorsunuz? diye sordular.  Mayısta zaten yapmamız gerekiyordu bunu, iki ay daha erken yapalım da kim gelecekse, biz yada başkası, sene sonuna kadar bu takımı güçlendirip devam mı edecek gelecek seneye, bu takımdan bir Anadolu takımımı çıkartacak, maliyeti yüksek oyuncuları mı gönderecek, hocasını kim yapacak?. Nisan’dan Mayıs’a kadar onu da tanısın, kararlarını sağlıklı versin. Çünkü bugün de Mayıs’da da gelse yönetim bizim gibi cebinde sıcak 100 milyonla gelecek. Çünkü o para hemen lazım. Borcu 170 milyon liraya getirenler kulübü o hale getirdi zaten. Zaten iki aya kadar tedarik edelim diye uğraşılacaksa, bir ay, bir buçuk ay sonraya zaten yapacak bir şey yok. Haliyle kongre bir an önce olsun ki, bu işler de durulsun herkes de bir önüne görsün.”

ŞİKE KONUSUNDA AVUKATLAR DA DAĞINIKTI

Göreve geldiklerinde şike konusunda öncelikle konuyla ilgilenen avukatları bir araya toplamak istediklerini anlatan Başkan Usta, “O dönem CAS’a gidilsin gidilmesin tartışmaları vardı. Trabzonspor’un şike mücadelesini sürdüren avukatları da darmadağınıktı. Bir araya dahi getirmekte zorlandık. Ya da ikisi geliyor, hayatta bir araya gelmeyecekler var. En az hasarla yürümek kaydıyla arkadaşlarımızı görevlendirdik. Bana, ‘Muharrem Bey CAS’a gidecek miyiz, imza atacak mısın’ dediler. ‘Yetki sizde ne gerekiyorsa yarın sabah başlayabilirsiniz’ dedim. Biz CAS’a başvurumuzu yaptık. Yönetimimle birlikte CAS’ta mahkeme yapılırken, CAS’ta odadayız. Herhalde kulüp tarihinde de ilkti. Arkasından da FİFA’ya. Kulübümüzde Anıl isimli bir avukatımız vardı. Bütün camia bana, ‘Şikeci Zafer Önder İpek’in avukatıdır bu, bunun burada ne işi var, çıkarın bunu burada’ diye baskı yapıldı. İşte canımı-ciğerimi yakan, bu külübü mahveden şeyler var dedim ya çeşitli ilişkiler, orada neler gördüm. Sabrettim, sabrettim, nereye kadar, Müze’ye haciz gidene kadar. Başkanlığımız döneminde Müze’ye haciz gitti, çok üzgünüm. Ama bizim orada görevlendirdiğimiz avukat Anıl Hanım vardı. Ankara’da Trabzon Günleri’nde açılış sonrası gazeteciler beni arayıp, ‘Başkanım Müze’ye haciz gitmiş’ dedi. Anıl Hanım’ı arayıp sordum, ‘Yok böyle bir şey, avukatlar burada yemeğe götürdüm onları” dedi. Tekrar sordum, ‘‘Evet Başkanım gitmiş’. dedi. ‘Afferin, önce yemeğe götürdün, beraber yediniz, sonra da Müze’ye hacze gittiler öyle mi, hadi çık git oradan’ dedim. Oradaki görevli hacze gelenlere ‘Hadi be siz kimsiniz’ diyemedi mi? Dedim. Orada da bilmem kimin kimi var. O da hiç gıkını çıkarmamış.  ‘Atın bunları’ dedim. Anıl’ı atamadık, o görevli gitti, o gitmedi. Sonra bir yeri geldi, attık. Sonra o Anıl Kulübe, ‘İşe iade davası’ açtı ve davayı kazandı. Benim yönetimimdeki Mehmet Yiğit Alp’im ile Nevzat Aydın’ım, ‘Hadi Anıl güle güle’ desin Anıl anında davasını çeker ve giderdi.

ŞENOL GÜNEŞ GÜZELLEMELERİ!

Usta, Nevzat Aydın’ın Sadri Şener döneminde de yönetimde olduğunu ve o dönem Şenol Güneş’in haksız bir şekilde gönderildiğini ifade ederek, “Başkanların teknik direktörlerle çalışma özgürlükleri vardır, çalışır çalışmaz. Sadri Bey Şenol Güneş’le çalışmamaya karar verdi, olabilir. O dönem yine benim Başkan Yardımcım Nevzat Bey oradaydı. Şenol Güneş hiç hak etmediği bir şekilde ayrıldı. Siz o dönem hiç sesinizi çıkarmayacaksınız. Şimdi Şenol Güneş güzellemeleri ile bütün kamuoyunda methiyeler dizeceksiniz. Yani olmuyor...”

TRABZONSPOR’A BEKLENTİSİ OLMAYAN SAĞDUYULU BİR YÖNETİM DEVAM ETMELİ

Usta sözlerini şu şekilde tamamladı? “Günahı sevabıyla biz bir yönetim kurulu olarak burada belirli bir süre geçirdik. Bu geçirdiğimiz sürecin tamamı ile ilgili, çeşitli bilgiler verdim. Buradan geleceğe daha sağlıklı yürüyebilmek adına, Trabzonspor’da iyi işler çıkarmak için gösterdiğim o grafiğin geri dönmesine katkı sağlayacak, makama doymuş, pozisyona doymuş, etik ilkeleri sağlıklı, bakışı duruşu sağlıklı ekonomik olarak hiçbir beklentisi olmayan ve Trabzonspor’a daha fazlasını yapabilen sağduyulu bir yönetimin devam etmesini oluşmasını diliyorum.”

KULÜBÜ 505 MİLYON TL BORÇLA DEVRALDIK

7-8 Nisan’da gerçekleşecek olağanüstü kongreye şubat ayının borcuyla gidileceğini ifade eden Usta, Mart ayının borçlarının da devredildiğini söyledi. Usta kendilerinin geldiği dönemde de bu şekilde bir tabloyla karşılaştıklarının altını çizerek şunları söyledi: “Biz geldiğimiz dönemde 397 milyon bize resmen tebliğ edilen bir borç vardı. Arada yaklaşık 1.5 ay var. Mazbatayı devraldığımız gün, bu aradaki borçla birlikte bize devredilen borç 505 milyon. Bu nereden geliyor; 45 günlük futbolcu alacakları, oyuncu tazminatları, icra alacakları, ecri misil, UEFA uzlaşma gideri, vergiler ödenmediği için yapılandırma bozulmuş, pat diye 10 milyon var, o ayın maaşları, vergileri, sigortaları var. Ve herkesin bildiği bir konu. Bizim Opet diye bir davamız var. Opet’ten para alınmış, benzin istasyonu kapanmış, bana borç devrediliyor. Opet’in borcu yok bunda. Ama benim sunduğum Muharrem Usta döneminin içinde bunların hepsi var. Bunlar kayda konacak. Örneğin ben buradan ayrılıyorum, Opet’e 15 milyon dolar borç var, kayıtlarımdan gelecek yönetim bunu ödemiyorum’ der. Böyle bir şey olur mu? Bunda kötü niyet var demiyorum. Olabilir, bunlar teknik hatalar. İşte bizim devraldığımız borç 505 milyon TL, yani 156 milyon Euro borçla biz burayı devraldık.”

TRABZONSPOR’UN NEYİ VAR,

Trabzonspor’un Borsa’daki hisselerinin yüzde 49’unun satıldığını anlatan Başkan Usta, Trabzonspor’un Borsa’da hisseleri var bilindiği gibi. Bunlardan bir lot bir santim satacak hissesi yoktu ben geldiğimden beri. Atay Aktuğ döneminde 19 milyon Euro’luk, Sadri Şener döneminde 31 milyon 265 bin Euro ve İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde bir sermaye artırımı daha yapılarak iki tur oldu orada, önce kalan hisseler satıldı, sonra sermaye artırımı ile yeni hisseler oluşturuldu, sonra onlar da satıldı, 16 milyon 900 bin Euro. Trabzonspor’un hisselerinin yüzde 51’i kendisine aittir, 49’unu satabilir, 49’u satılmıştır, El-Fatiha, hiçbir şeyimiz yok” dedi.

İDDİALI OLMAYI UNUTMUŞTUK

Trabzonspor’un sportif anlamda iddialı olmayı dahi unuttuğunu ve şampiyonluktan söz etmeye dahi çekindiği dönemlerin yaşandığını söyleyen Usta konuşmasını şöyle sürdürdü:  Biz şu anda 5. Sıradayız. Bu sene bizim iddialı olmamız gereken bir yıldı. Çünkü biz iddialı olmayı unutmuştuk. İçimize kapanmış tuhaf bir yapımız vardı. Bizim bu sene gerçekten teknik direktörlük bazında da sene başındaki tablomuz biliniyor, yaşadığımız inanılmaz şanssızlıklar dahi 6 yada 8 puanımız olsa camia olarak içimizdeki kavgalara bakalım, o kavgaların yüzde 50’si olmasa biz 50-55 puandaydık. Mazeret değil bu gerçekten böyle. Birbirimizi yedik bitirdik ama aslında Trabzonspor’u yedik bitirdik.

FIRTINANIN ORTASINDA YALNIZ BIRAKILDIK

Biz bir Malatya kavgası yaşadık. Karadeniz’de de balıkçılar çok yaşar, balık için denize açılır fırtınaya yakalanır. Biz de ağır bir fırtınaya yakalandık. Teknemiz batıyor kötü durumdayız kurtulmaya çalışıyoruz adeta bir darbe gibi deklarasyonla yandaki filikaya birkaç kişi atlıyor çekip gidiyor. Yahu ne oldu, biz de vardık orada, iyi bir yere gidiyorsanız bizi de kurtarın. Ne oldu o gece, cenaze orada. Ölüyor batıyoruz. Önceden hazırlanmış bir deklarasyon metni maçtan yarım saat sonra bütan televizyon ekranlarında. Yahu filikaya atlayacaksınız, bari güneşli bir havada atlayın bize de Allahaısmarladık deyin. Karadeniz’in azgın sularının Trabzonspor’u paramparça etmekte olduğu bir gecede bu girişim nedir Allah aşkına.

BU YAPILANLAR TRABZONSPOR’A İHANETTİR...

Trabzonspor Futbol A.Ş’ye devlete yani Türkiye Cumhuriyeti’nin Maliye Bakanlığı’na dilekçe verip 2.5 dönüm alanı satın almak istediğimizi söyledik. Devlet de, ‘Evet satarım buyurun alın’ dedi. Biz de Futbol A.Ş’ye alıp Opet’e verdik. Futbol A.Ş bir anonim şirkettir.. Çünkü diğer türlüsünün öyle olacağını biliyordum. Başka türlü yapsaydık o tapudan başlamak üzere bu kadar iyi iş yaptığınız halde yasa dışı iş yapanlar diye sizi şikayet ediyorlar. Arkadaşlar bunlar niye yapılıyor, Muharrem Usta ve arkadaşlarına yönetimine zarar vermek için değil. Hayır, bizde şöyle bir alışkanlık olmuş. Gitsinler anlayışı, Fenerbahçe’de de, Galatasaray’da, Beşiktaş’ta da diğerlerinde de bu böyle. Bu her yerde böyle. Ahlak, erdem, etik, kural yok, gitsinler... Kulübünüz için iyi bir şey yapıyorsunuz teşekkür beklerken gitsinler diyor.

KULÜBÜN BUGÜNKÜ EKONOMİK TABLOSU

Trabzonspor Kulübünün ekonomik tablosuna ilişkin de bilgi veren Usta konuşmasını şöyle sürdürdü: Trabzonspor’un Kulübü’nün yıllık ana para yani bankaya olan borçlarının yıllık geri ödemesi faiziyle birlikte yaklaşık 95 milyon lira. Bu ne demek, Trabzonspor’un naklen yayın gelirleri, o, bu, loca gelirleri, seyirci gelirleri, kazandığı maçlardan kazandığı bu kadar. Yani kasamızda bir lira yok. Kazanılan bütün bu paralar, az önce söylediğim 157 milyon Euro borcu varsa, yönetim masaya oturduğunda asla bir lirası olmayacak, tüm gelirin bankaya gidecek bilmem kaç sene. Biz böyle bir kulübü devraldık.  Peki şimdi bu kulübü yöneteceğiz, bütün paralar bankaya gidiyor, ne yapacağız? Trabzonspor’un yıllık gideri 210 milyon. Takımınız iddialı olur, bugünkü gibi 210 milyondur. Buna personel ve bütün akla gelen ne varsa.. Takımınız bu sene gibi iddialı değil 170 milyon olur, ‘Ben mütevazı bir takım kuracağım, artık Trabzonspor 5 sene bekleyecek’ derseniz, her sene 160 milyon bulacaksınız. Biz 50. Yılımızda bu horona girdik, parayı da bulduk. Bu kadar. Başkaları da gelecek 150 milyona, 160 milyona gelecek bulacak parayı. Neden yok, bütün gelirlerin temlikli. Tekrar ediyorum hiç kimse unutmasın, kasaya 10 bin lira da girmiyor. Yok çünkü. Kulübümüz bu. O zaman senede bize yaklaşık 300 milyon lazım.

BİZ NE YAPTIK?

Başkan Usta kendilerinin görevleri süresince ortaya çıkan tabloya ilişkin de bilgi vererek, “Geldiğimiz günden beri 2 yıl 4 ayda kasamıza 725 milyon para girdi. Bunu 2.4 yıla bölün, yılda yaklaşık 300 milyon. Yani biz şunu yaptık; aşağı-yukarı 300 milyon gider var, 300 milyon gelir. Zaten bunu yapmasaydık borcumuz 250 milyon Euro idi. Bu tablo hiç kimsenin aklından çıkmasın, kulübümüzün ekonomisi bu. Eğer biz bugün önceki yönetimler gibi trendi artırsaydık şu anda burada başka bir şey görüyorduk. İflah olmaz, geri dönülmez bir noktadaydık şu anda.

DEVLET BORÇLARI NİYE ÖDESİN?

Türkiye’de kulüplerin borç konusunda sıkıntıları olduğuna işaret eden Başkan Usta, “4 büyük kulübün borcu 6-7 katrilyon. Devlete de sesleniyorum ‘Sakın ha kulüplere yardım, borçlarını kapamama’ böyle bir şey asla yapılmamalı. Bir kulüp başkanı olarak bunu söylüyorum. Bu kulüpleri kimler bu hale getirdiyse onlar çözer, onların hepsi işadamı oldu, zaten işadamı oldu. Herkes kulübünü kurtarır. Asgari ücretlinin sigorta prim borç affını konuşurken, kulüpleri bu hale hep beraber getirip devlete, siyasete yalvaracağız. Her gün kapıdayız. ‘Siyaset ne olur işimizi hallet’. Siyaset niye kulüplerin işini hallediyor, kulüpleri bu hale getirenler büyük camialar. Trabzonspor camiası 150 milyon Euro’yu kapatamaz mı, Fenerbahçe, Galatasaray kapatamaz mı? Kapatır. Onu nasıl o hale getirdiyse herkes sorumluluğunu alır kapatır. O zaman bize başka bir şey düşüyor. Hiçbir şartımız yok, biz kendi dönemimizi kapatacağız, isteyen ne istiyorsa yapsın, kendi etikleriyle ilgili bir durum.”

KULÜBE BİR LİRA  YÜKÜMÜZ OLMADI

Kendi yönetim kurulu üyelerinin Trabzonspor’a maddi anlamda hiçbir yük olmadığını söyleyen Usta “Trabzonspor’a hiçbir konuda maddi yük oluşturmamıştır. Benim hiçbir yönetim kurulu üyem, ne ulaşımda bilet olarak, ne konaklama, ne ceza almışsa, ne transfer görüşmelerine gidilmiş ve harcamalar yapılmışsa, ne yeme-içmesinde, ne TS Clup’lardan aldığı malzemesinde 1 lira Trabzonspor’a yük olmamıştır. Eğer benim bilmediğim halde olan varsa onları da söz veriyorum halledeceğim. Kulübe ‘Var mı’ diye sordum. Bin lira, iki bin lira var, onları da ödüyor yöneticiler” dedi.

Trabzonspor’da geçmiş yönetimlerde kulübün kredi kartlarıyla yapılan harcamaları örneklerle anlatan Başkan Usta bunu sinevizyon ekranında da evraklarıyla basın mensuplarına gösterdi.

NEVZAT AYDIN VE ŞİKE DAVASI

Başkan Usta, 2010-11 sezonunda karşı karşıya kalınan şike sürecinde görev yapan yönetimde, kendi yönetiminde de yer alan Nevzat Aydın’ın yer aldığını ancak kendisinden şike konusunda hiçbir görev talebiyle karşılaşmadığını belirtti. Usta şunları söyledi: “Bir başka şey, 2010-11’de biz bir şike olayı ile karşı karşıya kaldık. Bu yönetimde benim başkan yardımcım Nevzat Aydın vardı bilindiği gibi. Peki yeni yönetime geldik. Bu yönetimde en çok canı yanan Sayın Nevzat Aydın’dan ben şunu beklerdim; ‘Muharrem Bey, o dönem biz vardık, canımız çok yandı, bu dava bana emanet, bu yönetimde bunu ben üstleniyorum… Hey hatt…”

KULÜBÜN İÇİNDE OLANLAR ASLINDA KULÜBÜ YAKIYOR

Trabzonspor Kulübü’nde kendisinin hiçbir yakınının olmadığını söyleyen Usta, “Muharrem Usta olarak geldiğim günden beri ne bir akrabam, ne eşim dostum, ne kırkıncı göbekten birisini işe koymadım. 247 civarında çalışan vardı, bugün 242 çalışan var şu anda. İçeride gördüğüm şeyler var, canımı çok yakıyor. Ama bunu ne paylaşacağım, ne konuşacağım. Benim içimi yakması önemli değil, aslında Trabzonspor’u yakıyor, tüketiyor” dedi.