Belediye Başkanı olduğu Edkişehir'i uygulamalarıyla Türkiye’nin en iyi şehirler arasına sokan CHP’li Eskişehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, CHP Trabzon İl Başkanlığı’nın düzenlediği ‘Yerel Yönetimler ve Sistemin Sorunları’ konferansında konuştu. Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa katılımın yoğun olması nedeniyle vatandaşların bir kısmı ayakta kaldı, önemli bir kısmı da salona giremedi. Dönemin Başbakan’ı DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in kendisini Türkiye’de örnek bir şehir kurulması için belediye başkanlığına aday gösterdiğini belirterek sözlerine başlayan Büyükerşen, özetle şu mesajları verdi:
ORTAK AKIL
Rektörlüğüm sırasında kurduğumuz Çevre Sorunları Enstitüsü'nde 2000'lerde bir ekip oluşturduk. Nasıl Bir Eskişehir Olmalı sorusnu sorduk ve elde edilen cevapları projeye dönüştürdük. Bu toplantıları her yıl sürdürdük. Bir ülkede üniversiteler toplumun lokomotifidir. Eğer bir ülkede toplumun lokomotifi değil de arka vagonu ise, o ülke kolay kolay kalkınamaz, mesafe alamaz. Üniversitenin ileri olduğu kentler, ülkeler geri kalmış olamaz, üniversitelerin geri kaldığı ülkeler de fazla ileri gidemez.
KENT HALKI GÖÇ EDİYORDU
Seçildiğimde harap ve borç içinde bir şehir aldık. Porsuk Çayı fabrika atıklarıla doluydu. Seçildikten sonra 3 ay sonra Eskişehir’de deprem oldu. Eskişehir’in pis harap halinden dolayı Eskişehirliler göç eder hale gelmişti. ''Öyle bir belediyecilik yapmalıyım ki bunlar geri dönmeliydi’' düşündüm.
PROJELER ÇOK BEĞENİLDİ
Para yok, borç çok ve yapılacak tek şey hazırladığımız projelere para harcamak. 5-6 projeyi alarak Avrupa Yatırım Bankası’na gittik. Oradan ümitsiz bir şekilde geri döndük. 2 sene bir tek çivi çakamıyorum şehre. Caddeden yürürken bana uzaktan selam vermeye başladığını gördüm. İnsanlar yüzleri asık yanımdan geçerken, yanındakilere ‘elimiz kırılaydı da oy vermeyeydik’ dediklerini duymaya başlamıştım. Moralim o kadar bozuldu ki, bir 3-5 milyon liralık bir çivi çaksam, bir daha tövbe belediye mi siyaset mi lanet olsun diyordum. Demeye kalmadan bir telefon geldi Lüksemburg’tan. Lüksemburg’da projelerini çok beğenildiğini ve Avrupa Şehri yaratacak projeler olduğunu söylediklerini ve 250 milyon EURO kredi verdiklerini belirtti.
PLAJ NASIL YAPILDI
Porsuk Çayı’nı Venedik’e benzettik. Biri varoşlara olmak üzere şehre 8 tiyatro yaptık. Alt yapıdan, üst yapıya kadar modern bir şehir inşa ettik. İnsanların göç ettiği şehirden, turistlerin geldiği şehire dönüştürdük. Eskişehir’de çocukların bacakları yamuk. Bunun nedenini sorguladık. Doktor arkadaşım ‘'D vitamini eksikliği deniz ve güneş görmediği için böyleler' Şehre plaj yapma fikri böyle oluştu.
SOSYAL DEMOKRATLIĞIN GEREKLİLİĞİ
Plaj yapıyoruz dedim ve bana garip garip baktılar dalga geçiyor sandılar. Bu çocuklar suya girmeli, kumda oturmalı ayakları güneş görmeli ve sonunda plaj yapıldı. Gördüğüm manzara çocukların bir kısmı sularda, genç kızlarımız mayolarını giymiş kumların üstünde. Şemsiyelerin altında ihtiyar nineler, iki tane yamuk bacaklı çocuk görüşümden nerden nereye. Fantezi hayır değil sosyal demokratlığın gerekliliği.