Bir seneyi daha geride bırakıyoruz. Allah azze ve celle gelecek yılımızı geçmiş yıllarımızdan daha hayırlı eder inşallah. Bir yıla daha girerken nefis muhasebesi yapmamız lazım gelmektedir. Eğer kalp kırmışsak kırdığımız kalbin sahibiyle helalleşmeliyiz. Eğer bir kardeşinin hakkını gasp etmişsek hakkını gasp ettiğimiz kişiyle helalleşmeliyiz. Nefis muhasebesi yapmak farzdır. Bundan dolayı geciktirilmemelidir. İslamda şöyle bir durum vardır. Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır.;" Hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çek." Bundan dolayı ölmeden önce kendimizi hesaba çekmemiz lazım gelmektedir. Ailemize karşı görevlerimizi yapmış mıyız akrabalarımıza karşı görevlerimizi yapmış mıyız komşularımıza karşı görevlerimizi yapmış mıyız?! Tüm bunlara cevap vermemiz lazım gelmektedir. İnsanoğlu hata yapabilmek üzere yaratılmıştır. En faziletli insan hatasından tövbe edebilen insandır. Bizler melek değiliz. Bundan dolayı hata yapabiliriz. Konu hakkında Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır;" En hayırlı insan günahlarından tövbe eden kimsedir." Bakınız ülke olarak çok sıkıntılarla boğuşmaktayız. Bir dönem covitle uğraştık bir dönem Hatay ve komşu iller depremiyle uğraştık bir dönem seller ile uğraştık. Tüm bu gelişmeler insanımızın İslamdan uzak olmasından kaynaklanmaktadır. Vakit geçirmeden toplum olarak topyekün hep beraber tövbe ederek Allahtan af dilemeliyiz. Hatay depreminden sonra Hollandalı bir duyarlı insan " Sizler Allahı kızdıracak bu kadar ne yaptınız ?! " diyecek kadar ülkem sıkıntılarla boğuşmaktadır. Bakınız Allah azze ve celle İslamdan uzaklaştığımızdan dolayı tüm bu belaların başımıza gelmesini murat etmiştir. Eğer böyle İslamdan uzak olarak yaşamaya devam edersek Allah muhafaza daha başka daha ağır imtihanlarla imtihan edilebiliriz. İnsanımızın faizden uzak duranların sayısı bir elin parmaklarıyla gösterilmektedir zina desek insanımızın zina yapmayanı bir elin parmaklarını geçmemektedir içki desen su gibi hata sudan daha fazla tüketilmektedir. Tüm bunlar Allahımızın bizlere kızmasına sebebiyet vermektedir. Hazineye el uzatanların varlığı ise beni derinden düşündürmektedir. Tüm bu gelişmeler ve diğer haram olan toplumsal günahların işlenmesi Allahımızın bizlere kızmasına sebebiyet vermektedir. Yeniden Allahımızın yardımını alabilmemiz için tüm bu toplumsal günahlardan tövbe etmeli ve bir daha geri dönmemeliyiz. Aksi durumlarda daha çok belalar başımızda olacaktır. Belki de bu gördüklerimizden daha şiddetli belalar başımıza gelecektir. Buraya gelmişken şunu net olarak yazmak isterim ki en kısa sürede hatalarımızdan tövbe etmeli ve yeni bir medeniyeti hayata geçirmek için gayret etmeliyiz. Bu tarihi misyona sırtımızı dönemeyiz. Yeni medeniyetimizin saç ayakları sevgi adalet ve bilim olmalıdır. Nasıl ki dedelerimiz ninelerimiz Osmanlılar altı asır dünya devleti olmuşlarsa aynen bizlerde yeniden Kurana ve sünnete dönerek İslam sevgi medeniyetini hayata geçirerek yeniden büyük Türkiye'yi inşa etmeli ve mazlum coğrafyalara kol kanat germeliyiz. Damarlarımızdaki kan buna müsaittir. Bu yeni medeniyeti bizlerin dışında hiçbir halkı Müslüman olan millet yapamaz. Ne Iraklısı ne Suriyelisi ne Libyalı vb. daha başka insanlar bu medeniyeti hayata geçiremez. Çünkü onların geçmişlerinde bunu yapabilecek bir devlet tecrübeleri yoktur. Bunu ancak bizler yapabiliriz. Çünkü bizler Osmanlı gibi bir devletimiz var. Nasıl ki Osmanlılar sevgi medeniyetini kurmuşlarsa bizlerde onlardan esinlenerek bu beklenilen medeniyeti kurmalıyız. Bunu yapabilmemiz için Kurana ve sünnete yapışmalıyız. Peygamberimiz konu hakkında şöyle buyurmaktadır;" Bir millet Kuran ve sünnetle amel ederse Allah onların ömrünü uzatır." Devletimiz Türkiye Cumhuriyetini ilel ebed ayakta tutabilmemiz için Kurana ve sünnete yapışmalıyız. Allah yeniden bizleri dünya devi yapacaktır. Ölmeden önce nefsini hesaba çek...
Köşe Yazısı Yorumları