İşte Fikret Aydın'ın vermiş olduğu ifadenin tam metni:
''Beşikdüzü Belediye Başkanı Orhan Bıçakçıoğlu benim yaklaşık 30 yıldır arkadaşım olur. Kendisi ile bu zaman içerisinde ticari alışverişimiz olmuştur. 2015 yılında yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde MHP'den benim kardeşim olan Yavuz Aydın Trabzon Milletvekili Adayı olarak seçime girdi. Bende bu sebepten dolayıdır ki 2 aydır Beşikdüzü ilçesinde bulunuyorum. Beşikdüzü ilçesine geldiğim ilk günlerde yukarıda belirttiğim gibi arkadaşım olduğundan dolayı Belediye Başkanı Orhan Bıçakçıoğlu'nun makamına giderek kendisine hayırlı olsun dileklerimi ilettim. Seçim sürecinde de hukukumuzdan dolayı bu süreci iyi bir şekilde geçirelim, birbirimize saygılı davranalım, sizde zaten geçmişte MHP'nin milletvekiliydiniz. Bunlardan dolayı insanlarımızı germeden huzurlu bir seçim geçirelim dileklerimi ilettim.
Ancak seçim süreci içerisinde Orhan Bıçakçıoğlu Beşikdüzü ilçesinin çeşitli yerlerinde kardeşim olan Yavuz Aydın'a oy verilmemesini, oy verildiği takdirde bunun hesabını soracağını, verdikleri oya göre hizmet götüreceğini, kendisini desteklemeyenleri Beşikdüzü ilçesine getirdiği gemiye doldurarak Kırım açıklarında denize dökeceğini söyleyerek insanlar üzerinde baskı ve tehditlerini devam ettirmiştir. Hatta konuşmasında bizim sloganımız olan Evladına Sahip Çık sloganını kastederek evladınız kimmiş, evladınız sadece Orhan Bıçakçıoğlu'dur diyerek bizleri küçük duruma düşürmüştür. Bizde sabırla seçimin huzurlu geçmesi için elimizden gelen çabayı gösterdik. Hatta ve hatta toplumu gererek bundan nemalanmayı istediğini de ifade etmiştir. Yine biz buna karşılık olarak etrafımızı bu tahriklere gelinmemesi için uyardık ve herhangi bir olayın çıkmaması için elimizden geleni yaptık.
Bütün bu iyi niyetimiz doğrultusunda bugün, 09.06.2015 günü saat 16:00 sıralarında, yani seçim bittikten sonra kendisinin makamına giderek sekreterinden başkanın müsait olup olmadığını sordum. O da müsait olduğunu söyledi. Bende başkanın makamına yine kendisinden müsade alarak girdim. Kendisi yan misafir koltuğunda oturmaktaydı. Beni kendisi hoş geldin diyerek karşıladı. Bende bu seçimin aramızda kırgınlık yaratmaması gerektiğini, bizim dost olduğumuzu, geçmişte birbirimizin üzerinde hatrımızın olduğunu söyledim. Kendisi bana karşı, ''Ne hatırı kardeşim, si..... hatırı'' diyerek üzerime saldırdı ve ilk önce kendisi bana vurdu. Zaten bu sesler üzerine makam odasına belediye personeli olarak düşündüğüm kişiler içeriye girerek beni tuttular ve dışarıya çıkarttılar. Beni kapıdan dışarıya çıkarırken Orhan Bıçakçıoğlu yan kapıdan çıkarak kafama sert bir cisimle vurdu. Bundan dolayı dudağımı patlattı. Kulağımda sıyrık meydana geldi ve kafamdan yaralandım. Her ne kadar yaralanmamla ilgili doktor raporum mevcutsa da darptan dolayı kalıcı iz hususunun da tetkik edilmesini istiyorum.
Belediye Başkanı Orhan Bıçakçıoğlu'nun nasıl ve ne şekilde yaralandığını bilmiyorum. Ben kendisine vurmadım. Ancak orada bulunan ve bizi ayırmaya çalışan vatandaşlar beni tuttuklarında başkan serbestti. Üzerime geldiği sırada masaya çarptığını gördüm.
Yaşanan bu olaydan dolayı bana, kardeşlerime, aile etrafımıza ve malımıza yönelik her türlü olaydan Orhan Bıçakçıoğlu sorumludur.
Bana makamının gücünü kullanarak darp ve hakaret eden Orhan Bıçakçıoğlu'ndan davacı ve şikayetçiyim. Uzlaşmak istemiyorum. Benim bu konuyla ilgili olarak söyleyeceklerim bundan ibarettir.''