Muhammed(S.A.V.) de bu sözü “Müşrikler size karşı toplandılar, başınızın çaresine bakınız!” dediklerinde söylemiştir. Nitekim bu haber Müslümanların imanını arttırmıştı ve onlar hep birlikte “Allah bize yeter, o ne güzel vekildir” demişlerdi. Buhârî’nin Abdullah İbni Abbas (R.Anhüma)’dan naklettiği bir başka rivayette Abdullah şöyle demiştir:“Ateşe atıldığı zaman İbrahim(A.S.) son sözü:
“Allah bana yeter, o ne güzel vekildir” demek olmuştur.(Buhârî, Tefsîrû sûre (3), 13 Konu Kur’ânı bir mesele olduğundan üzerinde oturup kafa yormamızda farz bir ibadettir. Konumu birkaç örnekle müşahhas haline getirmek isterim. Bakınız bir öğrenci düşünelim. Bu öğrenci sene sonu notlarını iyi getirmek isterse Rabbimizin yardımına ulaşabilmek için önce elinden gelen tüm gayretiyle derslerine çalışacak ve nasipse inşallah sonuçta da sene sonu notları iyi gelecektir. Yok böyle yapmazsa bu öğrenci sene içerisinde derslerine çalışmadan Rabbim bana yardımcı olur derslerim iyi gelir derse kimse kusura bakmasın ama Rabbimiz bu öğrencimize ebedi yardımcı olmayacaktır. Bu tevekkül yanlış bir tevekküldür. Bu ancak ve ancak teekkül yani hazırdan yeme manasına gelmektedir. Ki sonuçta yanlış tevekkül olduğundan kişiye herhangi bir faydası yoktur. Yada şöyle bir örnek vereyim bir çiftçi tarlasından iyi bir ürün alabilmek istiyorsa tevekkülü şöyle yapmalıdır. Önce bu çiftçi kardeşimiz tarlasını sürecek sonra iyi bir tohum ekecek ve sonrada iyice sulamalıdır.
Tüm bunları yapmadan bu çiftçi kardeşimizin nasıl olsa Allah her kuluna kefildir bana da verir diyerek aşağıya yatması sonucunda üzgünüm ama tarladan bir şey beklemesin. Yukarıda tanımını yaptığım tarla ile ilgili tüm görevlerini yaptıktan sonra Allahtan isterse ancak o durumda Rabbimiz kendisine verecektir. Görevlerini yapmadan Allah’tan isterse bu teekkül olacaktır. Bu da yanlış bir tevekkül anlayışı olduğundan sonu hüsranla bitecektir. Yada şöyle bir örnek vereyim. Bir millet kalkınmak isterse kalkınmanın gereği olarak tüm güçleriyle çalışması ve evlatlarını geleceğe hazırlaması lazım gelmektedir. Ancak bundan sonra tevekkül ederek Rabbimizden sonucun hayırlı olmasını arzu etmelidir. Yok böyle yapmadan aşağı yatarak ve toplumsal bozulmalar zirve de iken biz kalkınalım dersek üzgünüm ama Rabbimiz bizlere bu tevekkül anlayışıyla kalkınmayı nasip etmeyecektir. Bu olsa olsa teekküldür ki kişiyi dünya ve ahrette rezil edecektir bu düşünce… Kur’an ve sünnette ifadesini bulan bizlere ilaç olacak tevekkül anlayışını hakkıyla hayata geçirmek dileğiyle… Nizamettin BEKAR/TRABZON