Hepimiz 21. yüzyılın değişen dünya düzeninde ayakta duracak bir ülkede yaşamak istiyoruz.
Hepimiz, bayrağımızın güçlü dalgalandığı, ekonomik sorunlarını çözmüş, halkıyla, halkının kültürel kodlarıyla barışık, kendine güvenen dimdik insanları olan, dünya ile rekabet edebilecek bir Türkiye’de yaşamak istiyoruz.
Çağdaş, demokratik, sivil toplumun etkin olduğu, karşıt görüşlerin bir tehlike ve risk olarak değil, karşıt görüşlerin bir çeşitlilik olduğunun anlaşıldığı, kökenlerimiz ne olursa olsun, aynı bayrak altında yaşamaktan gurur duyan insanların olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz.
Eğitimin değerini anlayıp ona gücü nispetinde destek verenlerin olduğu bir Türkiye istiyoruz. Bu düşünceleri taşıyan bizler, 20.yüzyılın bize getirip bıraktığı, herkese“benim gibi olacaksın”dayatmasını aşarak“ne olursan ol yine gel, birlikte farklı renklerimizle yaşayalım ” perspektifiyle “Yeni Türkiye’mizi” inşa etme zamanının geldiğini düşünüyor, ideolojik ve siyasi sınırlarımızı aşarak çokluk içinde tekliğe ya da teklik içinde çokluğa ulaşamamamızın cevabını arayan niçincibir uğraşı içinde olmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Şairin dediği gibi“Yaşamak,bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…Bu hasret bizim..”
Yeniden barışan, kaybolan ilişkileri yeniden kuran bir ülke, doğusundan batısına tüm çalışanlarında, üretenlerinde ve tüm ilişkilerinde çoğulcu,insan odaklı, paylaşımcı bir vizyonla“ Yeni Türkiye’mizi ”yeniden inşa etmeli, yeni kurumlar kurmalıyız. Faaliyetleriyle sadece başkalarını değil, başkalarıyla birlikte kendini de inşa eden yeni bir kurum. Sosyal, kültürel, entelektüel ve akademik çalışmalarıyla farklılıklara çoğulculuğa ve bütün insanlığın en fazla ihtiyaç duyduğu bir arada yaşama ihtiyacına kapı aralayan bir kurum olmalı kurulan.
İnsan odaklı ve insanlığın ortak paydası yanında görev üstlenen, hak hakikat arayıcısı, hizmet kalitesi ve hizmet verenlerin özlük haklarının geliştirilmesi ancak geliştirilen her özlük hakkın hizmet alanlara daha kaliteli, hızlı ve etkili hizmet verme amacıyla kazanıldığı bir kurumsal yapıya ulaşma ihtiyacını bugün fazlasıyla aramaktayız. Ülkemize ve milletimize hizmet etme ülküsü ve ideali etrafında birleşme zorunluluğunu en fazla yaşadığımız bu günlerde eğitim çalışanlarının mensup olduğu eğitim sendikaları eğitim paydaşlarının sorunlarıyla ilgilenmesi gerekirkensiyasi ve politik uğraşılarla meşgul olmaktadırlar. Haksızlığı hak olarak sunma, makam ve mansıp sevdasıyla ne pahasına olursa olsun kendi üyeleri için ikbal arayışına girişilmesini üzülerek izlemekteyiz. Tüm sendikalardakigüç arama hastalığını ve hükmetme zamanını bekleme, zamanıbeklerken intikam biriktirme hastalığını da yanlış buluyor sendikal intikamlarında tüm eğitim çalışanlarına huzur getirmeyeceğinikaosa ve kargaşaya yol açacağını düşünmekteyiz. Korkumuz ve endişemiz çocuklarımız ve onların geleceğidir. Hiç bir siyasi mülahazanın ve ideolojinin tarafı değiliz. Biz AKİK-Akçaabat İlim Kültür Gençlik ve Spor Kulübü Derneği olarak hiç ayrım yapmadan tüm eğitim çalışanlarının farklı renkleriyle temsil imkânı buldukları “Meslek Odaları” şeklinde örgütlenmesinin yeni Türkiye’miz için daha uygun olacağını belirtir yukarıda saydığımız insani özelliklere sahip bir meslek kuruluşuna kavuşacağımız umuduyla tüm eğitim çalışanlarına yeni öğretim yılında başarılı ve mutlu bir öğretim yılı diliyoruz.
Ali BALTA
AKİK-Akçaabat İlim Kültür Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı