Ancak seçim tartışmaları bitmedi. Secimle ilgili itirazlar, oy çalmalar, seçim hileleri devam ediyor. Her seçim yapıldığında bu tür tartışmalar ve itirazlar yapılır. Bir kaç gün sonra ön yargıların yerini sağduyu alarak taşlar yerine oturur. Herkes kaderine razı gelerek sonuçları beğense de beğenmese de Demokrasi kurallarına uyar.
Partiler her seçimden hemen sonra başarılı çıktık. Biz kazandık diye beyanatlar verirler. Bazıları balkonlarda aile boyu poz vererek, sanki seçimlerde verilen oylarla yapılan tüm yanlışlıklar Halk tarafından onaylanmış oluyor.Hak,Hukuk,Adalet sandıkta değil,Mahkemede aranır.Bence bu beyanatlar sağlıklı değildir. Halbuki seçimlerden sonra parti genel merkezleri il ve ilçe yöneticileri önce öz eleştirilerini yapmalıdır. Nerede yanlış yaptıklarını, aday belirlemekte mi? Encümen listelerin de mi? Propaganda malzemelerinde mi? Kullanılan seçim argümanlarında mı? Olduğunu iyi analiz yapmalıdır. Önümüzdeki seçimlere noksanlarını tamamlayarak hazırlanmalıdır. Türkiye genelinde tüm partiler seçimlerden azda olsa başarılı çıktıklarını söylüyorlar. Hâlbuki alınan oylar pekte böyle olmadığını gösteriyor. Partilerden azda olsa başarılı çıkan MHP olmuştur. 2011 seçimlerinde 5.585.513 oy alan MHP 2014 seçimlerinde 7.878.843 oy almıştır. 2011 seçimlerinde 21.399.082 oy alan AKP, 2014 seçimlerinde ise 19.519.829 oy almıştır. 2011 seçimlerinde daha fazla 11.155.972 oy alan CHP, 2014 seçimlerinde ise 12.553.398 oy almıştır. Sonuçlar diyor ki ey iktidar partisi benim dertlerime çare bul.
Bu seçimler AKP-Cemaat kavgası ile başladı. AKP-Cemaat kavgası ile bitti. Bu seçimlerde AKP ve CHP çok sert söylemlerle halkımıza hoş gelmeyen kelimelerle birbirlerine çattılar. MHP ise yumuşak bir üslupla seçim statüsünü yürüttü. Yine bu seçimlerde iktidar- cemaat çatışmasından, literatürümüze arzu edilmeyen çok fazla argo kelimeler kazandırıldı. Mesela: şerefesizler, ahlaksızlar, inlerine gireceğiz, teröristler, sahte peygamberler, haşhaşılar, cemaat artıkları, sahte dinciler, namussuzlar, yalancılar, paralelciler, hainler , yüzsüzler , kumpasçılar, ajanlar ve ananasçılar gibi.. Muhalefette bu söylemlerin peşine takılıp, laf yetiştirmeye çalıştı. Halk unutuldu. Seçim meydanlarında kör dövüşü yapıldı. Halbuki seçimlerde halk siyasilerden geçim sıkıntılarına, işsizliğe, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, hırsızlığa, refah düzeyinin arttırılacağına nasıl çare olacaksınız diye konuşmalar beklerdi. Projeler ortaya konulmalıydı. Halkın dertleri dile getirilmeliydi. Fakat meydanlar 3 ay boyunca kısır çekişmelere sahne oldu. Halk; İslam ülkesinde siyasilerden bol bol argo ve çirkin kelimeler dinledi.
Belediye başkan adaylarının bir kısmı ev ev gezdi. En ücra köşelere kadar gitti. Kendini anlattı, yapacakların ve şehrin noksanlarını izah etti ve halkımızdan oy istedi. Bazı başkan adayları ise projelerden ziyade, masa başında, reklam panolarında, yardım kampanyaları, uçuk vaatlerle ve “tehditlerle” halkımızdan oy istedi. Halkın ayağına bile gitmedi. Karşılığını oy olarak aldı. Sonuç seçimlerin mideden geçtiği ortaya çıktı. Kim mideye daha fazla gıda taşıdıysa başkan onlar seçildi. Kimler seçimlerde daha fazla argo kelime sarf etti ise,o kadar fazla belediye başkanlığı kazandı.İnşallah bundan sonraki seçimlere hak,hukuk ve adalet hakim olur.Argo kelimeler kullanan siyasiler tarihe anıları ile çıkmamak üzere gömülür.